Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

334 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Balzac bu hikayesinde bizi ufak bir kasaba olan Nemour'a götürüyor. Burada hemen hemen herkes birbiriyle akraba. Kasabaya büyük şehirde doktorluk yapmış ve emekli olunca anayurduna dönüş yapıp ömrünün sonunu huzur içinde geçirmek isteyen yaşlı bir doktor geliyor. Yanında, çok sevdiği rahmetli eşinden bir çocuğu olmadığı için, evlat edindigi yeğeni Ursula var. Doktor çok zengin ve öz evladı gibi sevdiği yeğeninin üzerine titriyor, bir dediğini eksik etmiyor ve Paris'lerden hocalar tutup egitimini de eksik etmiyor. Ursula ise sadece akıllı ve uslu 15 yaşında genç bir kız değil, üstüne üstlük bir de çok dindar ve velinimeti olan doktora çok düşkün. Bu mükemmel (küçük) ve sevecen aile tablosu karşısına Balzac tabi birbirinden şirret üç yakın akraba yerleştiriyor. Bu akrabalar zengin doktorun ilk sıradaki mirasçıları ve doktorun zenginliğini Ursula'yı şımartacak derecede harcamasına pek razı değiller. Ursula'nın amcasının parmağına doladığını sanıyorlar. Yaşlı doktora kalacak mirastan dolayı saygı ve hürmette kusur etmeseler de, haftada bir ziyaret edip yoklasalar da, hiç sevmiyorlar, hele Ursula'dan nefret ediyorlar. Herşeyin farkında olan doktor onlara laf sokmaktan geri durmuyor ve hatta kafa dinlemek istiyorum diye ziyaretlerini hoş karşılamayacağını ifade ederek ziyaretleri kesiyor. Doktorun görüştüğü başta bir tek kasabanın papazı ve doktoru oluyor. Papazla birlikte tavla vari bir oyun oynamasını seviyorlar ve düzenli buluşuyorlar evinde. Bundan ayrı olarak bir emekli hakim ve bir yaşlı avukatla doktor dörtlü bir ekip olmayı tamamlıyor. Bunlar sık sık görüşüp birlikte kağıt oynuyorlar ama kağıdın yanısıra ortak hobileri Ursula'ya kol kanat germek. Kiz adeta annesiz ama dört babanın gözetimi altında büyüyor. Birisi dini eğitimini, diğeri sağlığını, diğer ikisi de hukuki işlerini ve gelecek için yatırımlarını düzenliyor. Din eğitimi demişken, doktorumuz inançsız ve bu durum, ölürken mirasının büyük bölümünü kiliseye bağışlamaz en azından diyen mirasçı akrabaların çok işine geliyor. Derken... iki büyük olay gerçekleşiyor. Birincisi Ursula komşu adama aşık oluyor ve doktor bir olay sonucu imana geliyor ve Ursula'nın kilise ziyaretlerinde eşlik etmeye başlıyor. Tabi bu olaya akrabalar kuduruyor. Yaşlı ve gün sayan adam çok sevip ismini bile eski eşinin ismine göre verdiği bu genç kizin geleceğini kurabilecek mi, ona servetinin büyük bir kısmını bağışlayabilecek mi? Tümünü bağışlaması konusunda hukuki sorunlar var çünkü. Genç kızı akbaba gibi bekleşen mirasçıların parçalayıcı pençelerinden koruyabilecek mi? Ölmeden hayırlısıyla baş göz edebilecek mi? Eseri ilgiyle okudum, Ursula'ya babalık yapan dört adamı pek sevdim. Ursula'nın masum melek tiplemesi Balzac'ta sıklıkla rastladığımız bir tipleme ve bana malesef pek inandırıcı gelmiyor. Ama genel olarak karakterler yine çok sağlam, hikayenin akışı güzel ve heyecanlı. Ana temaları miras hukuku, evlatlık edinme, imana gelme, soylu-soysuz evliliği, haksız kazanç ve vicdan azabı diyebiliriz. Balzac bu romanında imana gelme hikayesini mesmerizm ile bağlantılamış. Ve böylece sadece insana ve insan ruhuna olan vukufiyetinden hariç, insanüstü olaylara vukufiyetini de ortaya sermiş. İyi okumalar...
Ursula Mirouet
Ursula MirouetHonore de Balzac · Diogenes Verlag · 1977175 okunma
··
285 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.