Refik Halid öyle müthiş bir üsluba sahip yazar ki, herhangi bir eserini okumaya başladığınız anda size hissettirmek istediği duyguların ziyadesiyle tesiri altında kalabiliyorsunuz. Bu vasfının en önemli faktörü yazmış olduğu hikayelerin, büyük ölçüde yaşadığı olaylardan esinlenerek hayat buluşundan kaynaklandığını düşünebiliriz. Bu açıdan kitabı değerlendirdiğimizde eserlerinin konu bulduğu dönemler ve olaylar ayrı bir ilgi çekiciliği kazanıyor. Sürgün, bir insanın bilmediği topraklara gönderilişinin vermiş olduğu acıların, ızdırapların ve vatan özleminin en güzel şekilde hikaye biçiminde yansıtılmış türüdür. Tabi kitaba böyle baktığımızda okunamayacak kadar dram yüklü bir neşriyat olduğu düşüncesi kesinlikle yanlıştır. Zira içersinde aynı zamanda o dönemin Halep ve Şam hayatının ne kadar ateşli ve heyecan dolu zevklere sahip olduğunu ve müellifin bu şamatayla curcunayla dolu şehirleri keşfettiçe nasıl bir " Zevk P*z*v*nkl*ğ*"ne soyunduğunu görünce pek şaşırıyorsunuz. Bu argo tabir, vakti zamanında "Tarihin Arka Odası" isimli tarih programında konu Refik Halid'ten açılmış iken Pelin Batu tarafından zikredildiği için ve benim de komiğime gittiği için kullanmış bulundum. Neticeyi kelam... Refik Halid'in eserleri başkadır. Okuyup keşfedilmesini salık veririm.

SürgünRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 2018460 okunma

·

157 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zafer Baldar