"Tabii ki öyle. Bu hikayede pislik sen değilsin."
"Bu doğru. Az önce suratımı dağıttığın için bu hikayedeki pislik sensin."
"Suratının bir şeyi yok." Ayağa kalkıp elini uzattı. Kalkmama yardım etmesine izin verdim. Eliyle hafifçe göğsüme vurdu. "Ama peki ya kalbin, o nasıl?"
"İyileşecek."