Benim minik, benim şeker, tatlı palyaçom. Bana aşkı tarif edermisin?
_Aşk Don Kişot’un yeldeğirmenidir.
_Ne münasebet palyaçom.
_Öyledir.
_Peki ‘’aşık’’ nedir?
_Ha, bak, mesele burada! Aşk, Don Kişot’un yeldeğirmenidir. Bir şey biliyorum ki böyle söyledim. Aşk, Don Kişot’un yeldeğirmenidir, çünkü aşık, Don Kişot’un ta kendisidir.
_Peki palyaçom öyle olsun kabul… Pekala sen hiç aşık oldun mu?
_Oldum.
_Kime?
_Şanşo Pansa’ya.
_Ne münasebet palyaçom.
_Ne yapalım öyle oldu.
_Peki bu Sanşo Pansa kimdir?
_Ha,bak,bütün mesele burada…Aşık mademki Don Kişot’tur, o Don Kişot da aşık olunca ben oluyorum. Binaenaleyh ben Don Kişot olsam, bana Sanşo Pansa lazımdır. Bende hemen ona aşık olur ve onu ararım.
_Bütün bunlar kabul. Peki Don Kişot’un yeldeğirmenlerine hucum ederken sırtına bindiği o zayıf, kuru at kimdir?
_İşte o da sensin, benim şeker pilicim.