Nazarlarımızı biraz yükseltelim. Her birimizin
başında ebedi bir hayatı kazanıp kaybetme
gibi gerçek bir savaş var. Bu konunun ciddiyeti,
dünyanın en önemli işleriyle bile kıyas edilemez.
Bu büyük savaşı kazanmak için, midemizi
olduğu gibi aklımızı, kalbimizi, ruhumuzu da
kendilerine özel gıdalarla doyurmalıyız. Mari-
fetullah, muhabbetullah olmazsa yarım kalırız,
dünyaya boğuluruz, yaşarken ölürüz de hisse-
demeyiz.
Hayatımızı boya kabı gibi düşünebiliriz. Her
şeyin de kendine göre bir rengi var. Ne ile meş-
gul isek onun rengini hayat kovamıza katıyoruz.
Ve hayatımız rengini alıyor…
Âyet-i kerimede Rabbimiz, Resulüyle
tamamladığı güzel ahlak ve itikad için “Allah’ın
boyası” diyor: “Biz, Allah’ın boyasıyla boyan-
mışızdır. Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan
kimdir? Biz ona ibadet edenleriz.” (Bakara; 138)
Eserlerini en güzel renklerle yaratan
Âlemlerin Rabbi, bizim için de en güzel rengi-
mizi bulacağımız İslam dinini lütfetti. Ramazan
ayı da manevî benliğimizi ‘sağlam imanın’ ve
‘güzel ahlâkın’ renkleriyle süslemek için çok
kazançlı bir fırsat.
Şimdi, tüm renkleri ve hayatları yutan kap-
kara savaşların, zulümlerin, türlü oyunların zul-
metli karanlıklarına bulanmak mı; yoksa Rama-
zan ayının güzelliklerle, fırsatlarla gelen, hayat
dolu boyasıyla boyanmak mı daha güzel?