Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Ölümcül bir hastalığa yakalanmış ve ölüme hızla yaklaşan Felix, bir de onu canından çok seven Marie'nin hikayesini okuyoruz bu kitapta. Felix'in öleceği anı beklemesi, ölümü bir şekilde kendine kabul ettirmesi, bence hepimizin ölüm hakkındaki duygularımızı az çok yansıtmış. Marie ise Felix'in ölmesini istemeyerek elbette hemen ölmeceyeceğini de umarak hayata büyük bir neşeyle bakıyor. Aslında gerçekte de olan şu değil midir? Ölümcül hastalığa yakalanmış birine evet çok üzülürüz. Fakat biz ona üzülürken kendimizin kalıcı olduğunu mu düşünürüz? Genelde böyle olur. O onun başına geldi. Halbuki o ölüm döşeğindeyken ve sen sapasağlamken de her an ölebilirsin. Burada aklıma yıllar evvel okumuş olduğum Senai Demirci'nin Öldüğüm Gün isimli kitabı geliyor. Kitapta diyordu ki; "Hep başkalarının öleceğini düşünürüz veya onlar öldüğünde onlara üzülürüz, sanki hiç ölmeyecek gibi, sanki her gün biraz daha ölüme yaklaşmıyor muşuz gibi..." İşte bu kitaptaki Marie'nin bakış açısı aslında bu ama bana göre narsist bir kişiliği olan Felix bambaşka düşünüyor. Freud'un zihnini neden bu kadar işgal ettiğini anlıyorum. Çünkü konu yaşarken tatmaktan korktuğumuz, endişelendiğimiz fakat tadanların ne düşündüğünü asla bilemeyeceğimiz; ölüm. Daha yazarsam kendimi tutamayıp kitabı komple anlatasım geliyor. Ama buna gerek yok değil mi? :) Okumanızı öneririm :) Güzel bir kitaptı.
Ölmek
ÖlmekArthur Schnitzler · Dedalus Kitap · 2013501 okunma
·
492 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.