Gönderi

50 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
1881 doğumlu Zweig'ı büyük yazar yapan şey, Satranç, Amok Koşucusu, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat'te ve diğer eserlerinde olduğu gibi Mecburiyet'te de sanki bugün yazılmış gibi zamansız eserler verebilmesi diye düşünüyorum. Mecburiyet kitabında Ressam Ferdinand üzerinden Zweig'ın savaş hakkındaki fikirlerini okuyoruz. Eser, kahramanın iç dünyasındaki gel gitleri ustaca anlatabilmedeki başarısı kadar yazarın savaş karşıtı fikirlerini anlatmak için bir zemin olarak kullanılması yönüyle ilginç. Daha sonraki bir tarihte; 1942 yılında Zweig savaş karşısında ümitsizliğe kapılarak karısı ile birlikte intihar edecektir. Savaştan kaçıp karısıyla beraber sanatına ve İsviçre'ye Zürih Gölü'ne sığınan kahramanımız Ferdinand aslında onu askere çağıracak mektubu almadan önce onun geleceğinden emin huzursuzca beklemeye başlamıştır. "Şimdilerde bunu sık sık yaşıyordu; çalışırken bir an kalkıyor, şapkasını kaptığı gibi evden çıkıyor, kendini tarlalara atıyor.....sonunda kendini bilmediği bir yerde buluyordu." (S:1) Hikayenin geçtiği İsviçre tarafsız olması nedeniyle Dünya savaşı dönemlerinde bir çok aydına barınak olmuş bir ülke. Yine Yahudi bir aileden gelen Nobel ödüllü yazar Elias Cannetti de Zweig gibi Birinci Dünya Savaşı yıllarında annesiyle beraber savaşın yıkıcı etkisinden Zürih Gölü'ne sığınanlar arasındaydı. Cannetti'nin otobiyografisinin ilk cildi olan Kurtarılmış Dil adlı eserinde onun da annesinin savaş karşıtı olduğunu öğreniyoruz. Zweig hikayede -her ne kadar novella dense de ben hikaye olduğunu düşünüyorum, etkileyici betimlemelerle okuyucusunu çarpıyor. "Yeni güne uyanan dünya biraz önce selden kurtulmuş, saçlarından sular damlayan bir insana benziyordu." (S:2) Hikayenin üç unsuru var. Ferdinand, karısı Paula ve yerine ulaşmadan çok öncesinde bile kendini hissettiren , beklenen; mektup. "Fakat bildiği bir şey vardı:Herhangi bir çekmecede yüz binlerce kağıdın arasında bir kağıt vardı.Biliyordu. Günün birinde, herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda bu çekmece çekilecekti -bu çekmecenin açıldığının duyuyor ve biliyordu,bu mektup onu buluncaya dek dolanacak, dolanacaktı." S:7 Sonunda korkuyla beklenen, askere çağıran mektup geldi."Bu düşünce adeta bunaltıcı ve boğucu bir şekilde birdenbire odanın ortasına düşmüş, odadaki her şeyi, nesneleri kenara itmişti, geniş ve yapış yapıştı, başlayıp da bitiremedikleri yemeklerin üzerine çökmüştü, adeta bir sümüklüböcek gibi enselerinde sürünüyor ve ürkütüyordu."(S:9 ) Ferdinand'ın kendi iç çatışması ve karısıyla olan çatışması bir oya gibi işlenmiş. "Sadece saat hiç şaşırmadan vuruyordu, zamanın demir bekçisi gibi bir aşağı bir yukarı gidiyordu ve Paula bekçinin attığı her adımla bu insanın, sevdiği, yanında capcanlı yatan kocasının ondan uzaklaştığını hissediyordu; daha fazla dayanamadı, yataktan fırlayıp saatin sarkacını durdurdu." (S:19) Kuvvetli yazarlar çok sık ortaya çıkmıyor. Zweig eserlerinde insanoğlunun çelişkilerini, çatışmalarını mükemmel anlatan bir yazar, her eserini olduğu gibi Mecburiyet'i de kesinlikle tavsiye ederim.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,5bin okunma
·
183 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.