Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

605 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Selamlar, Size bu yazıda 21. yüzyılın en iyi 12 kitabından biri olarak gösterilmiş, Pulitzer Edebiyat Ödülü ve ayrıca Kurgu Ödülü’nü almış ve bu ödülleri bence de sonuna kadar hak eden bir kitaptan bahsedeceğim. Hangi kitap mı? Jeffrey Eugenides’in Middlesex’inden Middlesex, Bursa’nın (Türkiye) bir köyünde başlayıp Detroit’in (ABD) Middlesex bulvarına ve nihayetinde San Francisco’da biten bir hikaye. 1900-1980 yılları arasında geçen, üç kuşağın yaşadıkları anlatılır kitapta. *Buradan sonra spoiler içerir… Kitabın anlatıcısı bir gen, evet yanlış duymadınız, bildiğimiz DNA'mız üzerinde bulunan gen, 5-alfa redüktaz geni. Kendi alanım Genetik olduğu için de kitabı çok sevmiş olabilirim. Babaannedeki ve dededeki gen, babaya ve nihayetinde Calliope’ye geçecektir. Gen, önce babaannenin hayatını anlatarak başlar hikayeye ve arkasından babanın hayatı ile nihayet Cal’ın dünyaya gelişi ve onun hayatı ile devam eder. Callipoe 5-alfa redüktaz gen mutasyonuna homozigot olarak sahip bir birey. Bu gen normalde resesif özellik gösterir bir şekilde davranış ortaya koyar. Yani bu genin belirtisi, mutasyonlu olarak hem anneden hem de babadan geçerse, daha düz ifadesi ile birey bu gen mutasyonunu homozigot taşırsa, etkileri ortaya çıkar. Callipoe'nun aile bireyleri hep akraba evliliği yaptığı için nihayetinde homozigot olarak Cal’de bu etki ortaya çıkıyor ve hermafrodit (hem dişilik hem de erkeklik cinsiyet belirtilerini gösterme) bir birey oluyor. Genetik açıdan XY erkek genomuna sahip olmasına rağmen dış genital organları dişi özellik (ergenlikte bu kısmen değişiyor) gösteriyor. Doğumunu gerçekleştiren doktor farkı anlamıyor ve Cal psikolojik olarak bir kız gibi yetiştiriliyor. Cal, kendisinde bazı farklılıkların olduğunu, arkadaşlarından daha farklı olduğunu hissediyor hep, ancak erkek olduğu da aklına gelmiyor. Ta ki bir kazaya ve kaza neticesinde klinikteki hekimin onu bir endokrinoloğa göndermesine kadar (Cinsiyeti belirleyen faktörler literatürde şu şekilde geçer: (1)Genetik: XX, XY ve diğer bazı genler, (2)Fizyoloji: hormonlar, enzimler ve (3)Psikoloji: psikolojik faktörler ve kişinin yetiştirilme tarzı). Zaten kitapta bu yüzden şöyle başlar. “"Ben iki kez doğdum. İlkinde 1960 yılının Ocak ayında, Detroit için inanılmaz derecede dumansız bir günde bir kız olarak ve daha sonra tekrar 1974 yılının Ağustos ayında Petoskey'de bir acil kliniğinde, ama bu defa ergenlik çağında bir delikanlı olarak." Olay örgüsü içinde Birinci Dünya savaşı, İkinci Dünya Savaşı, İzmir’in yanması, ipekböcekçiliği, Amerikan başkanları, Rumların Amerika’ya göçü, Detroit isyanı, siyah-beyaz çatışması, göçmenlerin yaşadıkları ve daha bir çok mesele anlatılır. Kendi alanımdan baktığımda ise Middlesex, gen aktarımının dominantlık, resesiflik konuları, akraba evliliğinin gen mutasyonlarının birikmesine neden oluşu, cinsiyet anomalilerini anlatışı bakımından katman katman pek çok meseleye parmak basmış. Bunları anlatırken sıkmadan, anlaşılır bir kurgu içerisinde, her katman bilimsel olarakta destekli olarak anlatılmış, ve tüm bu kurgu, edebiyat, bilgi, benim kitabı ekstra beğenmeme neden oldu. Middlesex’i 9 yılda tamamlayan Jeffrey Eugenides, Yunan asıllı, ABD Detroit doğumlu bir yazar. Şu an Berlin’de (Almanya) yaşıyor ve iki kız evladına sahip. Türkçe’ye çevrilmiş birde Bakir İntiharlar kitabı var. Kitapta, Türkler hakkında yer yer olumsuz düşüncelere yer veriliyor olsa da ve de ensest ilişkinin rahatsız ediciliğini içerse de hikayenin kurgusu, anlatılışı, genetik olarak verilen bilgilerin doğruluğu, araya atıştırılmış tarihi anekdotların sıkıcı olmadan anlatılışı çok güzeldi. Şunu demek istiyorum. Eser o kadar güzeldi ki dikenleri fark etsem de katlanarak okumaya devam ettim. Gülü seven dikenine katlanır hesabı oldu biraz. Soy ağacı; Karakterlerin bir kısmı Desdemona (babaanne) erkek kardeşi Lefty ile evlenir. Bir oğlu (Milton; Cal’ın babası) ve bir kızı (Zoe; hala) olur. Sourmelina Des ve Lefty’nin kuzenidir ve Jimmy ile evlidir. Bunlarında Tessie isminde bir kızları olur. Milton Tessie ile evlenir ve Cal ile Cal’ın abisi chapter eleven (bölüm 11) olur. Bunların dışında Dr. Philobosian, belirsiz nesne, belirsiz nesnenin abisi Jerome, Zoe’nin eşi Peder Mike, ve bir çok insan daha var… Neden Chapter Eleven ve Belirsiz nesne (obscure object) isimleri kullanılmış? Chapter eleven, yani Callipoe'nin abisi Bölüm on bir, Amerika devleti kanunlarının 11. maddesi iflas hükümlerini içermesinden geliyor imiş. Abinin, baba ölünce Herkul Sosis dükkanlarını iflas ettirmesi, yazarın abiye bu ismi layık görmesine neden oluyor. Belirsiz nesne ismi ise Luis Buñuel filminden tiye alınarak verilmiş, Arzu’nun belirsiz nesnesi olarak. Umarım incelemeyi beğenirsiniz. Sevgiler Müzeyyen Sena İzmirli
Middlesex
MiddlesexJeffrey Eugenides · Domingo Yayınevi · 20151,047 okunma
·
125 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.