Dünya terk edilmiş ve koruma alanı ilan edilmiş insanlar ise yeryüzünden 35 kilometre yukarıda inşa edilmiş bir halka içerisinde yaşıyor. Ve burada da sınıf ayrımı mevcut durumda.
İlk cilt aşırı merak uyandırıcı ve Mitsu'nun tatlılığı ile aşırı ilgi çekici idi, İkinci cilt geldiğinde üst katlardaki insanların hayatlarına dair ayrıntılar görmeye devam ederken olaylar biraz daha dramatikleşmişti ve üçüncü cilt karşımıza çıktığında yine üst katlardaki hayatlara dair hikayeleri görmekle birlikte aslında olayların artık çetrefilleşmeye başladığını görüyoruz. Tüm bu süreçler aslında yeryüzünden kaçan insanların kurdukları bu yeni düzende yine yeryüzündekinden kötü yaşadığını göstermekte. Üst kattakiler paralı ama yalnız, kattakiler parasız ama bir arada.
Mitsu'nun bir gün hayali olan yeryüzüne inip babasını bulma fikri ile ilgili bu ciltte çok ciddi bir gelişme oluyor, aslında bu gelişmeler ilk ciltten beri ufak ufak noktalar ile tarafımıza sunuluyor. Düz bir okuma ile mangayı ele aldığınızda bir aksiyon yok tek düze ilerliyor sıkıcı geliyor gibi düşüncelere kapılınabilir fakat durum bu şekilde değil. Mitsu'nun ilk günden beri babasını tekrar görme isteği, ilk mangada insanları tanımak, İkinci mangada üst kattakilerin hayatı anlatılırken doktor ile karşılaşması, son ciltte ise yeryüzüne inebilme durumu ile ilgili gelişmeler aslında hepsi bize gelecek ciltler ve yaşanacak dram/olay için (ben bir dram veya trajedi okuyacağımız kanaatindeyim) yol göstericidir.
Keyif alarak okuduğum, olaylar yavaş işlense bile Mitsu'nun masumiyeti için bile sıkılmadan okumaya devam edeceğim bir seri.
Kesinlikle tavsiyemdir. :)