Gönderi

Kış son nefesini boşaltıyor damların üzerine... Iniş çıkış cümlelerim böyle oluyor, mektuba başlarken... başlangıcın son şerefesi... kutsalın çağrısı.. Çocukken diktiğim ağaçlar binaların altında kaldı. Üzüldüm ve kabullendim, komşu bahçeye kaçırdığım topumun kesilmesi gibi... bir kaç kelimeyle özetlenir mi ilkler; ilk hayal kırıkları, ilk çok sevinçler? Hiç cam kırmadın mı? Camdan kaçanlar, Can kesiği çığlıklar gibi değil mi? Bir bulutun özeti nasıl yazılır? Kaç fırça darbesi lazım ömrün boşluklarına... unuttuk mu meseleyi?... çünküleri... belkileri... Geri dönecek ve deneyecek kaç cümlemiz var? Düzeltebiliriz belki, bir kaç virgülü, noktayı, soru işaretini... Uçsuz bucaksız bir merdiven düşle... yana doğru olsun bu sefer... yanlışa gitsin adımların... ne biliyorsun nerede bittiğini us denen yetersiz bakiyenin? Kadim bir mektup olsun bu. Hizayı bozmasın bekleyişim... Not: Son görülmem bu gün 2350
·
87 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.