Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

610 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
TAKAS.. İkinci Dünya Savaşının sürdüğü yıllar. İdeolojik çatışmaların neden olduğu bir dünya savaşı ortamında, savaş dışında kalan Türkiye'de ideolojik farklıkların ve bunlar arasındaki çatışmaların anlatıldığı bir dönem romanı. S.S.C.B önderliğindeki komünizm ideolojisinin Türk Devlet anlayışında tehdit olarak algılanmasıyla, faşizme ve Alman taraftarlığına kayan devlet ideolojisinin komünizm ve koministlik şüphesi taşıyan kişilere karşı demir yumruğunu hissettirdiği bir ortam. Kitap "GÜVEN" olgusunu birçok taraf nezdinde masaya yatıyor. Kitap, ideallerini kominizmle anlamlandıran, gençliklerini toplumsal idealleri uğruna takas etmek isteyen ve bu uğurda çabalara girişen üniversite öğrencilerinin komünist partisini aramalarını, bu aramalarının devlet politikası yüzünden oluşan güvensizlik ortamında uzunca bir dönem nasıl sonuçsuz kaldığı, sonuç alındığındaysa ideallerini eyleme dökmekte en büyük problemin başta çelişkileriyle ve kontrol dışılığıyla başta insanın kendisi olduğunu keşfettikleri, kendilerine bile tam güvenemeyecekken başkasına nasıl güvenilebileceği sorusunun bizzat engelin kendisine dönüşüşünün panoramasını sunuyor. Sınanmayan kişiliklerinin hayatın gerçekleri ve zorluklarıyla sınanmaya başladığında ideallerini ayakta tutma çabalarını görüyoruz hikaye boyunca. Kitabın bir tarafında bu gençler varken, diğer tarafında ekonomik olarak toplumun tepesinde, devlet yapılanmasında etkin olan, faşist ideolojiyi çıkarlarıyla uyumlu bulan, Alman yanlısı politikalarıyla koministliği düşman gören insanlar var. İlişkilerini, çıkarlarımı nasıl arttırırım ve amacımı gerçekleştirmek için kime, ne kadar,nereye kadar güvenebilirim, kiminle işbirliği yaparsam fayda sağlarım, temelinde kuran insanlar. iki grup zaman zaman içiçe girer. Ayrı kutuplar olmalarına rağmen insani zayıflıklarıyla, kendilerine ve çevrelerine duyduklarıyla güvensizlikleriyle benzerliklerini görürüz kitap boyunca. Aslında bu incelemenin konusu, kitapta birçok olayla anlatılmaya çalışılan, tam olarak güvenmenin imkansız olduğu vurgusunu vurgulamak.Ne kendine ne başkasına mutlak biçimde güvenemiyceğin bir dünyada, hayatını tanımına, yapısına, işleyişine, hakim olmadığın bir ideale teslim ederek mutlak bir imanla kayıtsız şartsız güvenmek.. Olacak iş değil. Buna güvenmek denmez, kendini kurban etmek denir. Bu yargımı Vedat Türkali'nin bu kitabına ve daha önce okumuş olduğum "Bir gün tek başına" dayandırarak açmak istiyorum biraz. Bir gün tek başına 1960 darbesinin geçtiği bir dönemde geçen bir romandır. Kitapta şöyle bir soru sorar yazar karakteriyle. Bu darbe acaba bir danışıklı dövüş mü? Çünkü darbeye sebebiyet veren olaylar resmen bile bile darbe olsun diye yapılır gibi. Gizli bir soru vardır kitapta. İdealleri uğruna çabalayan bunca insan oyuna mı getirildi acaba? Bu soru cevabıda içinde olan bir sorudur. Bu burda dursun. Yazarın bu kitabındada öyle bir bölüm vardıki beni çok düşündürdü. Kitapta, S.S.C.B'nin savaşı kazanmasıyla durumun lehlerine olacağını sanan koministlerin tek tek polis tarafından toplanarak, işkencelerden geçirilip siyaset sahnesinden silinmelerine yol açacak şekilde sindirildikleri bölümler. Öyle bir operasyonki bu koministliğin tarihsel olarak ülkeye yerleştirenlerin, ayakta tutanların bile içeri alınıp sindirildiği bir operasyon. Kitapta bir karakter tarafından sorgulanan bu operasyon, karakterin acaba bu içeri alınan kişilerin listesini, Türkiye ile ilişkileri düzeltmek ve güçlendirmek için bizzat Stalin mi verdi, S.S.C.B ve Türkiye anlaşarak mı yapıldı bu operasyon, diye sorgulaması gerçekten insana çok şey düşündürtüyor. Kitapta bu kanaati güçlendiren çok şey var. Bu kanaati bu kitabın dışında güçlendiren bir çok kitap okudum. Okuduğum bazı kitaplarda Stalin'in kendi iktidarının öncesinde ünvan sahibi olan, güçlü,komünizmin öncülerini, sembol isimlerini, kahramanlarını ya öldürttüğü ya ağır işkencelerden geçirerek şartları ağır olan kamplara attığı anlatılıyordu. Yani GÜVEN kitabındaki karakterin acaba bu operasyonun listesini polise Stalin mi verdi sorusu Stalin kendi ülkesindeki eylemleriyle daha bir anlam kazanıyor ve tam Stalin profilinden beklenebilecek bir tutuma dönüşüyor. Bence kitapta Stalin'e yönelik itham tam yerinde bir itham. Bu ithamdan yola çıkarak kendi adıma şöyle bir yorum yapabilirim. SİYASET ve GÜVEN asla yanyana gelemeyecek iki kavram.Ve de bir tavsiye benden herkese. Güveninizi, gençliğinizi, hayatınızı asla siyasetle takas etmeyin.
Güven - Cilt 2
Güven - Cilt 2Vedat Türkali · Everest Yayınları · 2014732 okunma
·
301 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.