Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

88 syf.
·
Puan vermedi
·
20 saatte okudu
Kitabı Rusya'nın belli bir dönemine ışık tuttuğu için bir dönem kitabı olarak da değerlendirebiliriz. 20. Yüzyılda Rusya'nın alt kesimleri ile üst kesimleri arasında nasıl bir mesafenin olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Rus bürokratlar halka eğitim ve ahlak konusunda hiçbir şey verememiş, hatta zoraki yaptırımlarla onları kontrol etmeye çalışıp, cahil bir halk olarak kalmalarını sağlamışlardır. Bu dönemde Rusya halkı ve Aydın kesim arasındaki çatışmaları kendimizle kıyaslayacak olursak; Türk Aydını'nın Rus Aydını'ndan daha ileri bir noktada olduğunu görebiliriz. Türk Aydını hiç değilse kendi "doğru"larını halka götürme misyonunu yüklenmişti. 20. Yüzyılda otoriter bir eğitim sistemine sahip olan Rusya'nın, devletleşme sürecinde, halkın bilgiye layık olmadığı görüşü savunulmaktaydı. Kitabın diğer önemli bir konusu ise; eğitimin çok küçük yaşlarda başlamış olduğuna dikkat çekmesidir. Bu durumda miniklerin öğretmenliğini yapacak olan eğitimcilerin üniversite hocalarından bile fazla bilgiye sahip olmaları gereklidir. Çünkü; küçük yaştaki çocukların keşfedilmemiş birer hazine olduğunu düşünürsek onlardaki cevheri keşfedip, en yüksek seviyeye ulaştırma vazifesi ile yükümlüdürler. Bunun yanı sıra küçük yaştaki çocukların eğitiminde yapılacak bir hata onların kişiliği, öğrenme hevesleri, ahlaki ve manevi gelişimleri üzerinde telafisi olmayan zararlar meydana getirebilir. Tüm bu olumsuzlukların içinde üniversitede idealist ve ünlü bir matematik profesörü düşünün, kendini eğitim ve öğretime adamış, tek tasası halkının gelişmesi olan, kendi halkının eksiklerini görüp bunları dert edinen, bu uğurda fedakarlık yapmayı göze almış olduğu için tüm kariyerinden vazgeçerek doğmuş olduğu köyde bir ilkokulda öğretmenlik yapmayı tercih etmiştir. Bu niyetinden dolayı büyük tepkiler almış ve hatta aklını yitirmiş olabileceği bile düşünülmüştür. Bu noktada bende kendimi sorgulamaya başladım. Mecburi görev olarak bile belli bir süre dahi olsa köy okullarında öğretmenlik yapmaktan şikayetçi olduğumuz ve bir an önce bitirip istediğimiz bir şehire atanmanın hayalini kurarken kendimize " Ben mesleğime dair milletim ve vatanım için neyi feda edebildim veya yeteri kadar fedakarlık yapabilmiş miyim?" diye sorduk mu ya da soruyor muyuz? Eğitim, vicdani temel üzerine kurulmuş bir hayal gücü inşası ve gönül işidir. :)) Keyifli bol istifadeli okumalar.
İdeal Öğretmen
İdeal ÖğretmenGrigory Petrov · Zafer Yayınları · 20196,2bin okunma
··
4.812 görüntüleme
Elif okurunun profil resmi
Bazı meslekler gerçekten gönül işidir. Bunların başında da öğretmenlik gelir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.