Duygularına hâkim olabilen insanlar bazen soğuk nevale olarak görülür; hesaplı kitaplı tepkileri tutkudan yoksunluk olarak anlaşılır. Çabuk parlayan bir mizaca sahip insanlar sıklıkla "klasik" liderler olarak düşünülür; öfke patlamaları karizmanın ve iktidarın belirgin özelliği sayılır. Oysa böyle insanlar bir yolunu bulup tepeye çıktıklarında, dürtülere kapılmaları çoğu kez aleyhlerine işler. Yaptığım araştırmalarda olumsuz duyguları aşırı boyutta sergilemek hiçbir zaman iyi liderliğin bir itici kuvveti olarak çıkmadı karşıma.