İnsanın iki ruhu olduğuna dair tuhaf bir eski teori vardır,
sıradan bir şekilde hizmet eden çevresel ruh ile bazı anlarda
coşkuyla hareket eden merkezî bir ruh. Birincinin etkisi altındayken
bir insan tıraş olur, oy kullanır, vergi öder, ailesine
para verir, kitaplara abone olur ve sıradan bir plana göre hareket
eder. Ama merkezî ruhu birden hâkim kılarsanız, göz açıp
kapayana kadar zevklerinin ortağına öfkeyle saldırabilir, bir
anda politikasını değiştirebilir; en sevgili arkadaşı feci şekilde
aşağılayabilir, derhal onu bir manastıra ya da dans salonuna
götürebilir; âşığıyla kaçabilir ya da kendisini asabilir veya bir
şarkı ya da şiir yazabilir; karısını öpebilir veya bir mikrobun
araştırılması için para verebilir. Sonra çevresel ruh geri döner,
tekrar güvenli ve aklı başında yurttaşımıza kavuşuruz. Ama
egonun düzene karşı ayaklanmasıdır bu. Ve etkisi, ait oldukları
yerlere gitmeleri için atomları sallamaktır.