Gönderi

Bu kitabı neden yazdım? Bir tek amacım var, iktisat diye bir bilimin olduğunu olaylarla göstermek! Çok cüretkâr mı buldunuz bu ifadeyi? Tabii ben iktisatçı değilim. Ama tarih okumalarım ve gazeteci olarak izlediğim olaylar şunu gösterdi: Bütün iktidarlar oylarını artırmak için iktisadi büyümeye tutkuyla öncelik veriyorlar. Uzun vadede iyi sonuçlar verecek verimlilik, teknoloji, eğitimli işgücü politikalarından ziyade, kısa vadede kitleleri memnun ederek oy getirecek politikalara yöneliyorlar. Borçlar kabarıyor, bütçe açıkları büyüyor, bir süre sonra enflasyon şahlanıyor, döviz sorunu artıyor ve ülke krize giriyor. Şişirilmiş büyüme, kriz ve küçülme ile sonuçlanıyor. Gelişmiş ülkeler bu yollardan daha önce geçtikleri için bu sarmalı önleyecek kurallar ve kurumlar geliştirmişler, bunların en önemlilerinden biri Merkez Bankası'nın bağımsızlığı... Elinizdeki kitapta Osmanlı'da banka ve de Merkez Bankası bulunmaması, 1930'da Cumhuriyet'in bu ülkeye en değerli kurumsal armağanlarından biri olarak Merkez Bankası'nın kurulması, Demirel, Özal, 1990'larda koalisyonlar, Ecevit döneminde 2001 reformu ve AK Parti'nin yirmi yılı bu açıdan anlatılmaktadır.
Sayfa 7 - Önsöz
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.