Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
"İstanbul öyle bir hale gelmiş ki; sokakta, kaldırımların üstünde yatıp ölsen: “Acep insan açlığından nasıl ölürmüş, hele bir seyredelim!” diye etrafına bir yığın ahali birikecek!" Bu eserin 1928 yılında yayınlandığını öğrendiğimde, kitaptaki bu cümleler geldi aklıma hemen. Bizlerin henüz "insanlığın ölmediği yıllar" olarak bildiğimiz zamanları, bakın yazar nasıl tasvir etmiş. "Peki şuan ki durumumuzu görseydi eğer, acaba neler hissederdi? Kim bilir, bizleri nasıl tarif ederdi?" diye de düşünmeden edemiyor insan! 160 sayfalık bir romana bunca dram nasıl sığdırılabilir? Satırları okurken kendi dünyamdan koptum ve romandaki herhangi bir karakter gibi o hayatın içinde buldum kendimi, o derece içinde hissettim ve bağlandım kitaba... Kendince hayalleri, idealleri olan genç bir insanın; toplum, aile ve çevresi tarafından nasıl bambaşka bir insana dönüştürüldüğünü, köreltildiğini gerçekten ibretle okudum. Ve şunu da öğrendim ki, bazen hiçbir şey göründüğü gibi değildir hayatta... Reşat Nuri Güntekin, "Acımak" romanıyla okuyucuya adeta hayat dersi veriyor.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139.7k okunma
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.