Serinin 2.kitabıydı ve ben ilk kitaba göre daha fazla sevmiş olabilirim. İlk kitapta hatırlarsanız Kady ve Ezra ikilisi vardı. Bu kitapta Hanna ve Nik ikilisiyle tanışıyoruz. Nik'i tatlı bir baş belası olarak tanımlamak istiyorum. Hanna ise mükemmel bir karakterdi. Çok güçlü bir kadın karakter ile karşılaştım okurken. Bu kadarını tahmin etmiyordum açıkçası. Acayip hoşuma gitti, güçlü bir duruş sergileyen kadın karakterleri okumaktan acayip zevk duyuyorum.
İlk kitapta hayatları kurtulan Hypatia uzay gemisi sakinleri Heimdall Uzay İstasyonu'na ulaşmak için yola çıkmışlardı. Bu kitapta ise Hypatia gemisi gelmeden 4-5 gün önce istasyonda neler yaşandığını konu ediniyor.
Heimdall İstasyonu, BeiTech saldırısına uğruyor ve istasyonun kontrolünü ele geçirip bütün kanıtları yok etmeye çalışıyorlar. Hanna ve Nik onlara fırsat vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Tabii Nik'in kuzeni olan Ella Malikova sayesinde.
Yazarlarımız kitabın aksiyonunu yükseltmek adına Çoklu Evren Teorisi'ni de olaylara dahil ediyorlar ve tam bir keşmekeş yaşanıyor. Bu noktadan sonra kafalar bir milyon olmakla birlikte heyecanlı bir doruk noktasına ulaşıyor kitap.
Bu seriyi elimde neden bu kadar beklettiğimi sorguluyorum. 600 sayfa kitap su gibi akıp gidiyor, bitmesin istiyor insan.
Kesinlikle tavsiye ettiğim bir seri. Alın okuyun, okutturun derim.
Kitapla kalın.
