Selamlar sonunda bir kitap yorumuyla gelebildim. Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olan Zehra'yı okudum. Öncelikle konusundan bahsetmek istiyorum kısaca: Zehra oldukça kıskanç bir kızdır ve bu huyundan babası çok bıkmıştır. Bir an önce kızını evlendirmek isteyen adam yanında çalışan Suphi adlı bir delikanlının Zehra'yı sevdiğini fark eder. Büyük bir ustalıkla ikisinin arasını yapar ve kısa sürede evlenirler. Çok mutlu bir evlilikleri olan çiftin bir süre sonra eve gelen cariye yüzünden huzurları bozulmaya başlar. Eve gelen cariyeye aşık olan Suphi onunla birlikte olur. Zehra'nın içinde ise hiç sönmeyecek olan bir intikam isteği oluşur. Zehra intikamını alırken bir yandan da herkesin hayatının mahvolmasına sebep olur. Kitap klasik bir Türk edebiyatı romanıydı. Tahmin edebiliyorsunuz sonradan olacakları. Ama kitapta geçen olaylar ve karakterlerin hataları bize bir çok şey öğretiyor: Suphi, nefsinin ve sadece kendi arzularının peşinden gitmeninin insanı nasıl büyük bir felakete sebep olabileceğini Zehra, aslında intikam duygusunun insanı tatmin etmeyen sadece anlık bir hırsla ortaya çıkan bir şey olduğunu fark ettiriyor. Ve daha birçok karakter kendi hayatlarından bir şeyler çıkarmamızı sağlıyor. Suphi karakterini gerçekten hiç sevmedim kafasını duvara duvara vurma isteğim kitap boyunca devam etti. Asla hatalarından ders almaması da cabası. Ama Zehra mutlu olsun isterdim. Sondaki haline ise gerçekten üzüldüm. Cariye olan kadın ise aşırı sinir bozucuydu ama o sonu hak etmemişti. Dili akıcı ve basit gönül rahatlığıyla okuyabileceğiniz kolayca bitirebileceğiniz bir kitap. Puan: 8/10

ZehraNabizade Nazım · Mavi Çatı Yayınları · 201711,4bin okunma

·

59 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Süm