Kitabı okumaya hırçın dalgalar ve büyük bir felaket eşliğinde başlıyorsunuz. Bir uskuna lideri tarafından kurtarılarak adeta alıkonan baş karakterimizin kamarot olarak görevlendirilmesiyle devam ediyoruz. Kitap bi noktadan sonra öyle yerlere evriliyor ki nutkum tutuldu diyebilirim. Kitapta daha önce hiç okumadığım türden bir karakterle de tanıştım. Wolf Larsen. Yazar bu karakter üzerinden toplumun kanayan birçok yarasına parmak basmış bence. Materyalist anlayışa yapılan göndermeler, iki karakterin karşılıklı konuşması üzerinden sorgulanan felsefi terimler ve yaşamı anlamlandırma çabası… Kitaptaki anlam okunurken yazarın kaleminden damlayan her mürekkep damlasıyla özgürlüğe kavuşmuş; çıkarılacak dersler, altı defalarca kez çizilebilecek alıntılar ve tabiki bittiğinde hayat görüşünüze farklı pencereler açacak bir misyon edinmiş kendine adeta. Son olarak baş karakterimizin ağzından kitabın kısa özetini paylaşayım: “Ben Hump’tım, Hayalet uskunasının kamarotuydum. Wolf Larsen kaptanım, geri kalanlar yoldaşlarımdı ve onların tümüne damga vuran mürekkep, beni de yineleyip durarak etkisi altına alıyordu.” Hepinize keyifli okumalar dilerim️

Deniz KurduJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 20145,9bin okunma

·

426 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

GK