Gönderi

Bir yandan da enformasyon savaşıdır bu. Bir taşla birçok kuş vurma çabası.
Atatürk’ün başlattığı bu yeni süreç, kimi kişiler tarafından -zaman zaman da Atatürk’ün hoşgörüsü ile- türdeş bir toplum oluşturma ve Batı’ya karşı üstün bir kimlik arayışına yönelik olarak, ırkçı bir görünüme de büründürülebilmiştir.* Etiler’in Anadolu’daki en eski Türk ulusu olduğu, Girit-Ege ve Grek uygarlıklarının müşterek bir Türk uygarlığı olduğu, Avrupa uygarlığının esaslarını İsa’dan binlerce yıl önce Türklerin kurmuş olduğu, Eti ve Grek Tanrılarının bir olduğu için Greklerin de Türk olduğu ve dünyadaki bütün dillerin Türkçe’den çıktığı gibi savlar bu dönemin ürünleridir. Lord Kinross, Atatürk’ün bir İngiliz diplomatına, “kent” sözcüğünün Türkçe olduğunu ve bunun, Türklerin bir zamanlar İngiltere’yi fethetmiş olduğunun bir kanıtı olduğunu söylediğini belirtir. Bütün bu girişimleri ve yaratılmak istenen havayı, her ne kadar ırkçı bir nitelik almış görünse de, ırkçılığa yaslandırmak mümkün değildir. Yapılmak istenen yalnızca, son bir veya iki yüzyıl boyunca fena halde tahrip edilmiş bulunan Türk ulusal öz yazgısına kuvvet vermekti. *Baskın Oran, türdeş (homojen) toplum oluşturulmasının Atatürk milliyetçiliğinin ideolojisi olduğunu, bu ideoloji ile hem sınıfsal ve hem de etnik açıdan “bölünmez” bir blok oluşturulmak istendiğini söylemektedir.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
·
71 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.