Gerçekten de, beşikten mezara dek yoksulluk, yoksunluk ve yarınına güvensizlik içinde yaşayacağını önceden bilen bir işçi için bu insanı körelten, kütleştiren çalışmanın ne gibi bir ilginç yanı olabilir? Her sabah muazzam bir işçi kitlesinin yeniden o hazin işlerinin başına geçtiklerini görünce, insan ister istemez onlardaki irade gücüne, işlerine duydukları inanca, kurulmuş bir makine gibi her gün yoksul bir yaşamı sürdürme alışkanlıklarına şaşıp kalıyor. Bu öyle bir yaşam ki, ne yarınlara umut var, ne kendisi, ne de hatta hiç değilse çocukları için düşünen insanlar arasına girebilme umudu var... kendisi bir yana bari çocukları doğanın nimetlerinden yararlanabilseler, bir avuç azınlığın yararlandığı bilimin, sanatın güzelliklerinden, zenginliklerinden yararlanabilseler!