Lady Chatterley’in Âşığı; D.H. Lawrence ile tanıştığım roman olmakla birlikte , vize ayı nedeniyle bulabildiğim kaçamak vakitlerde okuduğum ve inanılmaz keyif aldığım bir eser. Kitap,barındırdığı cinsel sahnelerle ünlü ve yayımlandığı günden bu yana sansür tartışmalarına yol açmış. Lawrence, Birinci Dünya Savaşı’nın yol açtığı buhranın ve yıkımın ancak kutsal saydığı cinsellikle temizlenebileceğini düşünüyordu. Roman, kadın erkek ilişkisini tüm gerçekliğiyle yansıtmakla birlikte, sanayi devriminin ve modern zamanların insanı dönüştürdüğü şeye sert bir eleştiri. Yazarın, okura bıraktığı bir manifesto. Kitabı kabaca özetlemek gerekirse; savaşa katılıp belden aşağısı felçli kalan Sir Clifford ve karısı Lady Chatterley’in ilişkilerinin seyri ve Lady’nin koru bekçisiyle ilişkisi anlatılıyor. Sir Clifford karakteri felçli haliyle modern insanın eylemsizliğini, tutkusuzluğunu sembolize ederken ; eski İngiltere’nin dokunulmamış bir hali olan tarihî korunun bekçisi Mellors’ın ise adeta paganik bir doğallığı, sahiciliği ve tutkusu var. İki dünya savaşı arasındaki gerginlik ve gerçek bir temasın hikayesi, yazarın edebî yeteneğiyle birlikte eseri İngiliz edebiyatında unutulmaz bir yere taşımış.