Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

200 syf.
3/10 puan verdi
BİRAZ KİŞİSEL GELİŞİM, BİRAZ BUDİZM
hint kökenli yazar, içindeki dürtüye kulak vererek hayatın anlamını aramaya koyulan julian mantle adlı kodaman amerikalının değişimine tanık ettiriyor bizi. hayatın anlamının bulunduğu yer olarak ise hindistan'ı seçiyor. hindistan, tibet, nepal, himalayalar; bilindiği üzere buda'nın öğretilerinin yaygın olarak benimsendiği yerler. dolayısıyla kitap da budizm öğretileriyle paralel gidiyor. örneklendirecek olursak julian'ın tavsiyelerinde bir ilah yok, budizm öğretileriyle paralel olarak her şeyi yapan evrendir fikri var. yine budizm'le paralel olarak ahiret diye bir şey de yok. yazar bize yaşamın amacını "amacı olan bir yaşam" olarak verirken, edinilebilecek en üstün yaşam amacının ise "başkalarına hizmet etmek" olduğunu iddia ediyor. ve bu iki noktada kitap kendi içinde bir açmaza giriyor. bu iki açmazı tek tek inceleyecek olursak; öncelikle yaşamın amacı "amacı olan bir yaşam" şeklinde tanımlanamaz. çünkü yaşamın amacı yaşama içkin bir şey olamaz. örneğin yemek yapmanın amacı yemek yapmış olmak değildir, aç kalmamaktır. yemek, aç kalmamak için bir araçtır. veya bir ormana gezintiye çıkmanın amacı ormanı gezintiye çıkmış olmak değildir. ferahlamak, biraz mutlu olmak veya başka bir şeydir. gezinti bunları sağlamak için bir araçtır. yani amaç, eylemi kapsayan bir şeydir ve eylemin dışındadır. dolayısıyla hayatın amacı da hayata içkin, hayatın içinde bir şey olamaz. hayatın ahiret, cennet-cehennem gibi dünyaya içkin olmayan, dünyanın dışında bir amacı olmalıdır. ikinci açmaz ise yazarın, en üstün yaşam amacı olarak başkalarına hizmet etmeyi göstermesi. öldükten sonra bunun karşılığı görülmeyecekse (kitapta ahiret inancına dair bir emare olmadığından bahsetmiştim) doğasında çıkar yatan insan, kendini neden başka insanlara adasın? kendi hayatını yaşamayı bırakıp da hiçbir çıkarın olmadan başka hayatlara kendini adamak insanın doğasına ters ve ütopik. kimse gönlünce bir hayat yaşamak varken, insanların sıkıntılarıyla uğraşıp ömrünü başkaları için harcamak istemez. insanların, yaptığı iyiliklerin karşılığını göreceği bir ahiret inancı olmadan, "en üstün amacın başkalarına hizmet olduğu" iddiasının temellendirilmesi mümkün değil yani. eleştirdiğim noktalardan hareketle kitabın ruhu doyurma, hayatın anlamını bulma iddialarının altının doldurulamadığını söyleyebilirim. fakat yaşamı iyileştirme, zaman yönetimi, irade konularında tespit ve tavsiyeleri başarılı. Maddeci seküler düzenlerde insanların iç dünyasının önemsenmeyişine ve bunun sonucunda insanların ruhlarında oluşan harabiyete, arayışa, tükenmişliğe değinilmesi de güzel. son olarak kitabın sıkıcı ve sürükleyicilikten yoksun olduğunu da belirteyim. karşınızda sizi 200 sayfa boyunca şöyle yap, böyle yap diye nutuk bombardımanına tutan biri var. verilmek istenen mesajlar saf telkinle değil de okuru etkileyecek şekilde verilebilirdi.
Ferrari'sini Satan Bilge
Ferrari'sini Satan BilgeRobin Sharma · Goa Basım Yayın · 200520,1bin okunma
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.