Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Sivil örümceğin ağına nasıl düştük?
Tokat gibi bir kitap. Attila İlhan Sermayenin ve siyasetin batı emperyalizmi ile olan ilişkilerini deşifre ediyor. 1940'lı yıllar sonrası sömürge için laboratuvar ülke olarak seçilen ülkemiz bugün bu açmazın içine nasıl düşürüldü? İşbirlikçiler kimlerdi tek tek adres gösteriyor.
Sivil Örümceğin Ağında
Sivil Örümceğin AğındaMustafa Yıldırım · Ulus Dağı Yayınları · 2019319 okunma
·
404 görüntüleme
Önder KARAÇAY okurunun profil resmi
🗣️ Sivil Örümceğin Ağına Nasıl Düştük Attila İlhan, emperyalizmin etki alanı altında bulunan Türk toplumunun komprador bir ekonomisi ve komprador bir burjuvası var diyordu. Yerden göğe kadar haklıydı. Beyni iğdiş edilmiş bu komprador yapının işbirlikçisi sözde aydınlar ile kendini aldatanlar Attila İlhan'ın demek istediğini anlamış olsalardı bugün bu kadar vahim durumlara düşmezdik. Komprador ne demek ve nasıl düzen kuruyor bunu biraz irdelemek istiyorum. Bunlar kuklacı rolünü üstlenirler. Toplumla kendileri direkt muhatap olmak yerine aracı kullanırlar. Bu konuyu Attila İlhan aynen şu şekilde izah etmiştir; Sömürgecilik dünyaya yayılmaya başlayınca 'bu yayılmada biz nasıl bir yol kullanacağız' tartışmaları doğmuş emperyal niyetler buna bir yol bulmuşlar. Önce üzerinde hakimiyet kurulması gereken toprakları tespit ediyorlar. Buralara misyonerler gönderiyor ve misyoner okulları açıyorlar. Robert Kolej'i vb okullar bu amaçla hizmet verir. Bazı okullar o toplumun kendilerinin sandığı okullardan da olabilir. İsimlerini bilenler bilir. O okullardan mezun olan medyada çok kullanılır. Ve peşinden küresel sömürgeci şirketler o ülkede faaliyete başlayarak ticaret yapmaya ortaklıklar kurmaya başlar ve yerli işbirlikçi sermayenin de kendi adlarına çalışmalarının taşlarını tek tek döşerler. Her mahallede bir milyoner üreteceğiz diye çok partili siyasette işte bu misyonerlik faaliyetlerinin bir parçası olarak görevini yaparak bugün devlet yok şirketler var diyen tehdidi ortaya çıkarttı. Küresel sömürgeci şirketler yerli toplumla iletişim kurmak ve onlara faydalı oldukları konusunda algı oluşturmak için etki ajanı çoğaltma yolunu seçerler. Holding üniversiteleri de bir anlamda misyoner okullarıdır. Misyoner okullarından mezun olan beyni iğdiş edilmiş etki ajanları medyada toplumu etkileme görevini kendilerini satarak üstlenirler. Bu sayede yeni bir tür insan ortaya çıkıyor. Bir tarafı yerli kültürü taşırken diğer taraftan aldığı bu algı operasyonu eğitimi ile kompredore olurlar. Kompredore doğrudan doğruya yerli halkın içinden seçilmiş dini, dili, kültürü değiştirilmiş, kültürsüzleştirilmiş emperyal niyete tabi olmuş insanlardan oluşan toplumlara denir. Komprador burjuvaziyi ise Attila İlhan şu şekilde tarif ediyor; Komprador burjuvazi, çıkarlarıyla sisteme bağlı insan tipi. Yaşama biçimleri de bağlı oldukları sistemle aynıdır. Şimdi sıra geldi beyni iğdiş edilmiş komprador aydınlara; Komprador aydın, komprador burjuvazi ile işbirliği yaparak halkı aldatan insan tipi. Görevleri komprador burjuvaziye karşı çıkarak direnen halkı yanıltarak ikna etmek. Sivil örümcek ağı kuran komprador burjuvazi bu düzeni ülkemizde Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün sonrasında siyaseti ele geçirerek başladılar. Askeri ve sivil vesayeti maddi güçlerine paralel kullanarak bugün azmış bir noktaya kendilerini kullanarak menfaat sağlayan emperyalizmin emrinden hiç çıkmayarak ve toplumu Atatürk ile aldatarak sanki onun devrimlerine karşı değilmiş algısı ile kötü niyetlerini sakladılar. Şunu unuttular Atatürk'ün askeri gerçek aydınların olduğunu hiçbir koşulda satılmayan ve teslim olmayan gerçek Türkleri unuttular. Bugün yarım kalan insanlık devrimini tamamlamak için Atatürk'ün yolundan gitmek için yürek meydanında direniyorlar. Ülkemizde ki sivil örümceklerin kimler olduğunu öğrenmek istiyorsanız, vatanı ve ulusun geleceğini kurtarmak istiyorsanız Mustafa Yıldırım'ın yazdığı ve Attila İlhan'ın 'tokat gibi kitap' dediği eseri okumanızı tavsiye ediyorum. ] Önder KARAÇAY [
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.