Merhaba herkese bugün size esrauzunoffical’in kitabı ile geldim. O kadar derin düşüncelere yönlendiren bir eser ki nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Çünkü kitaba baktığınızda sadece bir aşk okuyacağınızı düşünseniz de aslında hasreti, sabrı, acıyı, hüznü, sevinci, en önemlisi de ALLAH aşkını okuyorsunuz. Gelelim konumuza; Sahra, ailesinin yıllarca beklediği tam umutlarını yitirmişken kendilerine gönderilen mucizeydi. El bebek gül bebek büyütülmesine rağmen hiç şımarmayan kuzeni Feray ile gizlisi saklısı olmayan kardeş gibi büyümüş. 1977 yıllarında sağcı ve solcu olaylarının nüksektiği dönemde bu olaylara karışmadan başarıları daim olan bir üniversite öğrencisidir. Son zamanlarda gördüğü rüyaların etkisiyle aşka olan tutkusu yavaş yavaş onu başkalaştırmaya başlamıştır. Hiç bir hastalığı olmamasına rağmen yaşadığı hüzünlü ve heyecanlandığı olaylarda bayılması ailesini endişelendiriyor daha çok üstüne düşmelerini sağlıyor. Bir gün kuzeni Haluk hocasının istediği bir kitabı almak için sahafa gider sahafın ne kadar yakışıklı olduğunu onun da görmesi için Sahra’yı sahaf çarşısına götürür. Kuzeninin şıp sevdi hareketleri ona ters gelsede onu kıramaz. Yolda Feray’a rüyalarında gördüğü aşık olduğu adamı anlatır. Sahaf da karşılaştıkları kız yüzünden hayal kırıklığına uğrasalarda tam çıkacakları sırada Sahra’nın duyduğu ses gördüğü kişi bayılamasına sebep olmuştur. Çünkü bu kişi rüyalarında gördüğü aşık olduğu kişidir. Bunu kuzenine söyleyemez içi içini yer. Yavuz, babasını kaybettikten sonra baba yadigarı sahaf dükkanlarını işletir. Annesi ve kız kardeşi için eğitiminden vazgeçmiş. Ancak kendini geliştirmeyi asla bırakmamış çok iyi bir hat eğitimi almış kendide yetiştirmeye başlamış. Sahra her fırsatta kendini sahafta buluyor Yavuz ile zaman geçirmek için elinden geleni yapıyor. Bir yanı da kuzenine karşı vicdan azabı çekiyor. Bir gün Haluk hocası çok yakın arkadaşının oğlunun hattat dersi vereceğini ve Sahra’ın özellikle bu derslere katılmasını ister. Hocasının isteğini kabul eden Sahra karşısında Yavuz’u görünce çok mutlu olur. Artık onu görmek için bahane üretmesine gerek kalmamıştır. Yavuz maneviyata değer veren haramdan sakınan bir insan. Sahra ile ilgili olan duygularını anlamlandıramadığı için bir süre uzaklaşma kararı alıp Ankara’ya gitmeye karar verir. Bu konuyu verdiği ders sonrası öğrencilerine söylediğinde Sahra duydukları karşısında bayılır. Haluk hoca ve Yavuz Sahra’yı hastaneye kaldırırlar. Burada herkes Yavuz’un telaşlı hallerinden aralarında bir şeyler olduğunu anlıyor. Sahra uyandığında Yavuz ve Haluk hoca yanına geliyor. Önce ailesi sonra Haluk hoca onları yalnız bıraktığında Sahra Yavuz’a karşı hislerini ve rüyalarını anlatıyor. Yavuz’da boş olmadığını ancak hastaneden çıktıktan sonra konuşmak istediğini söylüyor. Bu arada sınıf arkadaşı Cengiz Sahra’ya olan duygularını anlatıyor ama Sahra gönlünün bir başkasında olduğunu söylüyor. Sahaf dükkanına konulan devlete karşı bildirimler yüzünden Yavuz gibi temiz bir insanın başına gelmemesi gereken olaylar geliyor başına. Birbirlerine olan aşklarını mektuplarla dile getiren bu iki aşığın hikayesini okurken göz yaşlarınızı tutamayacaksınız. Bu kadar masum,bu kadar temiz, bu kadar saf bir aşkı arayanlar varsa eğer mutlaka kitaba şans vermeli. Ah yavuz ah o kadar içten bir dua ettin ki Allah hemen kabul etti. Ya sonra Sahra’ya olanlar hiç düşünmedin mi sevdiğini? Nasıl bir tutkudur böyle Sahra’nın aşkı kendinden bile vazgeçecek kadar? Hiç kelimesinin sadece bir hiç olmadığını bir makam olduğunu yani hiçlik makamını biliyor musunuz?

Mavi KıyılarEsra Uzun · Otantik Kitap · 202171 okunma

··

142 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

BB