Erdoğan’ın din ve medeniyet çizgisinde şekillenmiş farklılık retoriği, özünde, kadim devlet reflekslerinden uzak değildir. Bu, onun Kürt sorununda veya başka bir sorunda herhangi bir adım atmadığı anlamına gelmez.[57]
57: Örneğin 1987’den beri “46 kez uzatılarak 2002 yılına kadar aralıksız devam ettirilen olağanüstü hal”, 30 Kasım 2002’de sonlandırılmıştır. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının Sessiz Devrim başlıklı çalışmasında bu adım, “demokratikleşme adımlarının ilk büyük hamlesi” olarak değerlendirilir. Çalışmada ayrıca TRT 6'nın tam zamanlı Kürtçe yayma geçişi, 2009 yılında cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla anadillerinde görüşebilmelerinin mümkün hale getirilmesini sağlayan tüzük ve yönetmelik değişiklikleri, 2003 yılındaki bir kanun maddesi değişikliğiyle çocuklara Türkçe olmayan isim koyulabilmesi, 2010 yılındaki düzenlemeyle farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda yapılabilmesi gibi sadece Kürt sorununa yönelik olmasa da ağırlıklı olarak bu sorunun varlığına bağlanabilecek değişikliklere yer verilir.