Kürtaj konusunda Erdoğan’ın ve AKP’nin tavrı sadece muhafazakârlıkla değil, muhafazakârlıkla birlikte işleyen bir erkeklik ideolojisinden de izler taşır. Muhafazakâr hegemonik erkeklik algısı kadının görevini ve birincil varlık sebebini -ona biyolojik bir öz bulmaya çalışarak- tayin etmeye çalışır. Bunu yaparken ya kadını anne ve bacı olarak korunması gereken bir mülk nesnesi ya da iffetten yoksun bir tür “cadı”, tüm toplumun ahlaki değerlerini ve yapısını tehdit eden bir tür femme fatale olarak görür. Kadına ve kadınlığa yönelik bu özcü yaklaşım, aslında muhafazakâr erkeklik algısının kadından beklentilerinden bağımsız değildir. Zira, Tanıl Bora’nın yerinde hatırlatmasıyla söylemek gerekirse, bu anlam çerçevesi içinde “milletin biyolojik yeniden üretimi yanında kültürel yeniden üretiminin sorumluluğuyla da ‘şereflendirilen’ kadın, geleneği yeni kuşaklara nakledecektir.”