Gazali'ye göre şeytaniyet, yani kötülük arzusu, saldırganlık ve şehvet unsurunu harekete geçirmeye çalışır. Hatta birini diğeriyle tahrik etmeğe uğraşır. İşte burada Gazali'nin hükümdar dediği akıl devreye girer. Akıl, saldırganlığı şehvetin, şehveti de saldırganlığın üzerine vermek suretiyle onları yatıştırır ve böylece insanda denge ve adalet hakim olur. İyilik arzusu (Rabbaniyet) ön plana geçer. Ancak akıl, saldırganlığı ve şehveti yenemezse o zaman onlar aklı yener ve kendi idarelerine alırlar. Bu durumda akıl, saldırganlığı ve şehveti doyurmanın yollarını arar. Onların hizmetçisi durumuna düşer. İnsanların çoğunluğunun durumu böyledir.
Görüldüğü gibi Gazali, Freud'tan asırlar önce insanın kişiliğini oluşturan unsurlar arasındaki çatışmaya dikkat çekmiş, Freud'un bilinçaltı etkin kuvvetler olarak belirttiği cinsellik ve saldırganlık güdüsünü aynen kullanmıştır. Bugünkü psikoloji tarihi içerisinde mutlaka yer verilmesi gereken bir
kişilik kuramı kurmuştur.