Sağcı görüşü benimseyen ana karakter, içinde bulunduğu toplulukla birlikte sosyalistlere karşı savunma mekanizması oluştururken; bir yandan iç sesi bir yandan da vicdanıyla savaş halindedir. Dertlerini paylaştığı tek kişi ömründe hiç görmediği ninesi ve varlığından şüphe duyduğumuz Gülbisteri. Eser, davası peşinde giden bir adamın yaşadığı duygusal ve düşünsel çatışmaları yer yer bilinç akışı tekniği ile anlatmaktadır. Gerçek bir yaşantının kurgusal ön görüsü olarak eser karşımızdadır.