Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Peygamberden sonra hareketin içinden gelen birileri her şeye rağmen mîrâsı devâm ettirmeliydi. İlk günkü heyecanıyla değerleri yaşatmalıydı. İşte bu târihsel ve toplumsal zorunluluklar yenilikçi düşünce dediğimiz anlayışın doğmasını sağladı; mîrâs korunmalı, değerler kokuşmamalı, yürek temizliği devâm etmeli, çizgiden çıkılmamalı, değişen zamânlar ve kültürlere teslim olunmamalı, târihin gerisinde kalınmamalı, meydan okuyucu bir dinamizmle yola devâm edilmeliydi... Bu anlamda Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Âişe, Abdullah bin Mes’ud, Ebû Zerr, Ammar bin Yâsir, Muaz bin Cebel gibi birçok sahabi, zamânın ilerlemesi, dünyânın değişmesi karşısında neler yapılabileceği üzerinde kafa yormaya başladılar. Bu tür sahabilerin ilmî ve sosyal gayretleri birçok yeni fıkıh ilkesinin belirlenmesine kaynaklık etti. “Rey, kıyâs, maslahât-ı mürsele, seddü’z-zerâyi, istihsan” gibi usûl-ü fıkıh ilkeleri işte bu “kafa yormaların” sonucunda ortaya çıkan metodlardır. Zîra bunlar yenilikçi fıkıh anlayışın temel taşları olan içtihâd ilkeleridir.
İSLÂM DÜŞÜNCE TARİHİNDE YENİLİK ARAYIŞLARI KİŞİLER, FİKİRLER, AKIMLAR - ŞUBAT 2011 - İNŞA YAYINLARIKitabı yarım bıraktı
·
103 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.