Dracula için nasıl bir yorum yazılabilir inanın bilemiyorum. Kitabı çok seven de var çok yeren de ama benim fikrim tam bir başyapıt olduğu. Yazım tarzı, karakterlerin betimlemesi, olayların akışı yönlerinden yazıldığı tarih göz önüne alınırsa eşi benzeri yok. Hoş, sonradan çıkan benzerleri de her zaman bu eseri örnek almış bana göre. Artıları olduğu kadar tabi ki eksileri de var gözümde. Mesela Dracula’yı daha çok tanımak istiyoruz. Israrla o satırları arıyor gözümüz. Ama yeterli gelmiyor. Çünkü anlatılmak istenen olay kurgusu farklı. Bildiğimiz tek şey Kont Dracula’nın nam-ı diğer Kazıklı Voyvoda olduğu (Zaten tarihte böyle bir savaşçının varolması ve Osmanlı Devleti / Fatih zamanı ile birebir ilişkide olması da ekstra ilgi çekici. Yazar, tamamen gerçek tarihi olaylar ve kulaktan kulağa yayılan efsaneler ile Kont Dracula’yı yazmış. Karakterin ismi bile gerçek (Voyvodanın adı Draculea)). Romanlarda genelde 1-2 baş karakter olur. Burada herkes o kadar önemli ki. Van Helsing, Jonathan, Mina, Lucy, Renfield, Seward, Quincey, Arthur. Hepsi o kadar özel ki. Kitaba ilk başladığımda ‘off! Hiç beklediğim gibi değil bu ne şimdi?!’ Dedim ama sonrasında yapılmak istenen anlatım tarzını gördükçe ağzım açık okumaya başladım. Genel olarak korkutucu öğeler yok ama bir iki sahnede çok odaklı okuyorken bir anda yerimden sıçradığımı itiraf etmeliyim. Bu zamana kadar neden okumamışım nedenn? Diye kendimi yiyorum resmen. Ama çok bilinen, birçok versiyonu yazılan, film/dizi olarak çekilen eserlerin akıbeti maalesef böyle oluyor. Kazıklı Voyvoda ve Fatih Sultan Mehmet arasında geçen tarihi olaylar ve kabus gibi yaşananlar her zaman ilgimi çekmiştir. Bram Stoker da güzel bir yaşanmışlıktan Kont Dracula efsanesini bize yaşattığı için çok şanslıyız. Bu eser için söyleyeceklerimi toparlayamıyorum, haliyle de kitaba layık bir yorum yazamıyorum. Diyeceğim o ki, bence okunmalı ve kütüphaneye katmalı.

DraculaBram Stoker · İthaki Yayınları · 20183,983 okunma

·

60 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.