O kadar keyifli bir sohbetti ki kitap bitmesin istedim. Livaneli ile karşılıklı dertleşmek, onu dinlemek, onu tanımak , ülkeye , hayata, sanata onun gözünden bakmak gibiydi.. Livaneli'yi okumaktan, izlemekten, dinlemekten çok keyif alırım hep ama bu eseri okumak onu tanımak demekti benim için. Derdini anlamak, ülke sevgisini, kültürü koruma gayretini fark etmek demekti. Öyle güzel başlıklar var ki içerisinde ve en hoş tarafı her başlık birbirinin tamamlayıcısı, devamı gibi. Su gibi akıyor okurken. Gördüm ki en büyük gayesi ; kültür. Evet kültür. Ülkeyi geçmişiyle, başarılarıyla başarısızlılarıyla, Osmanlısıyla, Selçuklusuyla, müziğiyle, sanatıyla, türküsüyle, halk ürünleriyle kabul edip, bunlardan hiç bir durumda vazgeçmeyip üzerine günümüzün gelişmişliklerini ekleyip harmanlıyıp hem özü hem moderni birleştirmek. Tek savunduğu, gayesi bu. Sanılanın aksine ' Batı ' ya olduğu gibi yönelmeyi kesinlikle savunmuyor. Diyor ki; ülkemiz halkı Batı'nın teknolojik ilerlemelerini, kültürel gelişimini, kendine faydalı ilerlemeleri tabiki almalı ama hiç bir durumda kültüründen vazgeçmeden. Ama ne yazık ki biz, kendi müziğimizi, kıyafetlerimizi, özümüze ait şeyleri gericilik gibi görüp Batıdan gelen her şeyi 'modern' olarak algılıyoruz. Bunu çok eleştiriyor Livaneli ve o kadar haklı ki... Okurken çok düşündüm; öğrencilerimizin Batı özentiliğinin giderek arttığını gördükçe biz öğretmenler olarak kültürümüzü aktarmak konusunda ne yapabiliyoruz, neler yapabiliriz?? İnanın panik oldum, omuzlarımda bir yük hissettim. Bu yük bizim kadar, hatta daha da fazla ailelerin de omuzlarında olmalı. Ama bu yükü hissetmek için de önce kendimiz kültürümüzün değerini anlıyor olmalı.. Okuduğum için kendimi şanslı hissettiğim kitapların başında geliyor bu eser. Çok güzeldi, okumanızı içtenlikle öneriyorum . İyi okumalar. :)

Orta Zekâlılar CennetiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 20205,4bin okunma

·

352 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Fatma