Gönderi

SİLİNDİR ŞAPKA
Bir düşünce deneyi yapalım. Bir sabah anne, baba ve belki 2-3 yaşındakı Thomas mutfakta kahvaltı ediyorlar. Birdenbire anne sofradan kalkıp mutfak tezgahına doğru dönüyor ve baba tavana doğru yükseliyor. Sence Thomas bu duruma ne diyecektir? Belki parmağıyla babasını gösterip “baba uçuyor” der. Thomas tabi ki şaşıracaktır ama o hep şaşırmaktadır zaten. Kahvaltı masasının üzerinde uçmak onun gözünde pek önemli bir şey değildir. Babası her gün küçük bir makine ile tıraş olmakta, bazen dama tırmanıp televizyon antenini oraya buraya döndürmekte veya başını arabanın motoruna sokup simsiyah dışarı çıkmaktadır... Şimdi sıra anneye geldi. Thomas’ın ne dediğini duydu ve arkasına döndü. Ne dersin, masanın üzerinde uçan babayı görünce nasıl bir tepki gösterir acaba? Öncelikle elindeki reçel kavanozu yere düşer ve korkudan bir çığlık atar, ya da belki: “Masada nasıl oturulacağını öğrenemedi gitti şu adam!” der. Thomas ve annesi neden bu kadar farklı tepkiler gösteriyorlar? Bu bir alışkanlık sorunu. Anne insanların uçamayacağını çoktan öğrenmiştir. Ama Thomas bu dünyada neyin mümkün olup neyin olamayacağından henüz emin değildir. Görünen o ki, çocukluğumuz sırasında dünyaya hayret etme yeteneğimizi kaybediyoruz. Ama bu sırada çok önemli bir şeyi de kaybetmiş oluyoruz.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.