Gönderi

"Geceleri gökyüzünü seyreder misin hiç?" diye konuştu derinlerden gelen boğuk ve yabancı bir sesle, "Ben sık sık seyrederim ve orada, yükseklerde, en uzaktaki o yıldızlardan birinde olduğumu düşlerim hep. Öyle büyük bir yıldız değil, küçük, küçücük, ama yalnızca bana ait bir yıldız... Hatta bir yıldız bile değil belki, belki bir ay ya da bir göktaşı ya da bir gezegenin yörüngesinde ağır ağır dönenip duran irice bir kaya parçası... İşte orada, o ıssız sığınağımın kıyısında tek başıma durup aşağıya, dünyaya bakarım. Dünya oradan öylesine ufak ve zavallı görünür ki... Bir zamanlar pürüzsüz ve ışıl ışıl olan, ama yıllar yılı hoyratça oradan oraya atılmış, yıpranmış, berelenmiş, parlaklığını yitirmiş, alacalı bulacağı bir misket gibi tıpkı... Ah, geceleri gökyüzü... Geceleri gökyüzü acımasızdır,inan, ve anıların ürkütücü varlığıyla yaralı... "
Sayfa 380 - YKY, ŞazinuşKitabı okudu
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.