Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Son vazifeler yerine getirilirken, dini şart ve örfler itina ve hassasiyetle yerine getirilmiştir. Cenaze namazının bir camide kılınıp kılınması yolunda dinen ne gerektiği konusunda, Makbule Atadan Hanımefendi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'a danıştı, İlahiyat Fakültesi kelam ilmi ve İslam Felsefesi Ordinaryüs Profesörlerinden Mehmed Şerafettin Yaltkaya'nın fikri alındı. Din alimi, cenaze namazlarının muhakkak camilerde kılınması volunda kesin bir kayıt olmadığını bildirmiş ve daha çok makam, kıdem ve salahiyeti olarak, bir de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görüşlerinin alınmasını tavsive etmiştir. Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanı Mehmed Rıfat Börekçi’nin fikri sorulmuştur. Milli Mücadelenin meşruiyetine dair Anadolu Uleması fetvasına, ilk imza koyan din adamı, "O'nun cenaze namazı, tertemiz hale getirdiği bütün vatanda, bu farizanın yerine getirilebildiği her yerde kılınabilir" fetvasını vermiştir. Atatürk'ün sarayda günlerdir gözyaşları içinde bekleyen kız kardeşi Makbule Atadan namazın İstanbul'da kılınmasını ve tabutun yola dini merasimin tamamlanmasından sonra çıkartılmasını istiyordu. Hükümet Makbule Hanım'ın isteğine uydu ve namazı nakil töreninin başlamasından hemen önce, 19 Kasım 1938 sabahı saat sekizi on geçe kılındı. İmanlığı o dönemin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Şerafeddin Yaltkaya yaptı. Namaz "Allahu ekber" yerine Türkçe "Tanrı uludur” sözleriyle başladı ve selâmlar "Esselâmu aleyküm" yerine yine Türkçe olarak "Esenlik üzerinize olsun" şeklinde verildi. Tam dört dakika süren namazdan sonra tabut generaller tarafından sarayın avlusuna çıkartılıp top arabasına yerleştirildi. Atatürk'ün cenaze namazını kılanlar arasında saray personeli, yakınları, bazı generaller, diyanet görevlileri ve onun on beş yıl boyunca müzisyenliğini yapmış olan Binbaşı Hafız Yaşar Okur da vardı.
Sayfa 228Kitabı okudu
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.