Yine neredeyse her satırında kendimle sohbet ediyormuşum gibi bir Ali Lidar kitabı okudum. Hissettiği acı, hüzün, mutluluğu benim de bu denli hissetmem normal mi?
Ramazan’ın hikayesini okuyana kadar kitap hakkında bahsedebileceğim bambaşka yerler vardı ama Ramazan’ın hikayesni okuduktan sonra bu kitabın hakkını Ramazan’ın verebileceğini anladım.
“Ramazan’ın belleğimden hiç çıkarmayacağım kocaman bir gülümsemesi var. Başka da hiçbir şeyi yok. Ramazan’ın bir resmi bile yok.”
Ben bu satırları okurken ağladım sizin de en azından bir gözleriniz dolar…
(Atanamayan Zöhre’nin hikayesi de çok güzeldi. Onun da hakkını yemeyelim.)