Bu nedenle de daha önceki araştırmacılar bunları 'colores apparentes' [zahirî renkler], 'fluxi' [gelgeçler], 'fugitivi' [kısa ömürlüler], 'phantastici' [fantastik renkler], 'falsi' [sahte renkler], "variantes' [değişkenlik gösterenler] şeklinde tanımlamayı uygun görmüştü; dikkat çekici güzelliği nedeniyle de 'speciosi' [aldatıcı] ve 'emphatici' [vurgulu] olarak da adlandırılmıştı. Bu renkler, fizyolojik renklerle ilişkilendirilebilir; ancak gerçekçilikleri onlara göre biraz daha fazladır. Evet, fizyolojik renklerde göz, renkleri bizzat yaratırken ve görüngüleri dışarıda değil içeride tahayyül ederken, fiziksel renklerdeki durum farklıdır: Gözdeki renkler renksiz nesnelerle uyarılırken biz, retinanın yerine renksiz bir yüzey oluşturabiliriz ve görüngüyü, bu yüzeyde dışarıdan algılaya biliriz; bunu yaparken de renklerin hazır değil, oluşan ve değişen renklerden ibaret olduğunu farkındalıkla görürüz.