Yalnızca gösterişten ibaret olmayan her varlığın, tanınmak hakkıdır. Çünkü onun bir ruhu ve varlığı vardır. Hem bunu yapabilmek için gösterişin ardındaki şeyleri görebilmemiz gerekir. Ama yalnızca yoksulluğun bizde uyandırdığı tiksintiyi yenmekle yetinmemeliyiz, aynı biçimde güzelliğin tasviriyle bizde uyandırdığı zevke de kapılmamalı, hatta bu konuda daha dikkatli olmalıyız. Çünkü bu da yalnızca bir resim değildir ve duyularımız onu böyle saymakta öteki iğrenç resme karşı olduğundan daha istekli davranır. Çünkü görünüşe bakılırsa, dilencinin yoksulluğu dolayısıyla kesinlikle vicdanımıza seslenir ve onun ruhunu tanımak gereksinimini duyarız, oysa güzellik böyle bir istekte bulunmaz. Ama yine de sade görünüşüyle zevk duyduğumuz bu varlığa karşı borçlu durumda kalırız, hele biz onu gördüğümüz halde o bizi görmediyse.
-değişen kafalar