Burada “Ali’nin yandaşları” denilen olguya biraz yakından bakmak gerekiyor. Hz. Ali’nin taraftarları kimlerdi? Hz. Ali gerçek “adâlet”i ararken taraftarları bundan neden “nemanın artırılmasını” anlıyorlardı? Hz. Ali’nin taraftarlarına bakıldığında bugünkü tâbirle “varoş çocukları” oldukları görülecektir. Sistemden pay alamayanlar, dışlanmışlar, kabilesizler, Kureyş tarafından hor görülen zayıf Araplar, Adnânîler’in ezelî rakibi Gnostik/mitolojik muhayyileye sâhip Kehtâni Arapları, Yemenliler, Mevâli (Arap olmayanlar)... Bütün bu sistemin dışına itilmiş gruplar ve sınıflar Ali’yi bir sembol olarak görmüşler, onun etrâfında toplanmışlardı. Ancak bu gruplar çok çeşitli, dağınık ve bir muhalefet disiplini içinde değildiler. Devletin (Kureyş) zulmünden kaçan herkes Hz. Ali’ye sığınmıştı. Hz. Ali ise hayallerde bir sembol olmasına rağmen bu muhalefeti siyâsî başarıya dönüştüremedi. Çünkü muhalefetin sisteme katılma yolları tıkalıydı. Bunun için tek yol vardı o da kılıç.