Bu çalışmada Ankara kentinin 80 yıllık planlama ve kentsel gelişme tarihi anlatılmıştır. Bu yapılırken, ayrıntılara, sayısal değerlere girilmemiş, her bir planlama döneminin, kentin üst-biçimini belirlemede ki rolü anlatılmıştır. Yapılmak istenen bilimsel bir çalışma değildir, kamuoyuna kentin nasıl geliştiğini anlatan bir belgelendirmedir.Kentin Çekirdek Alanı'nı oluşturan Lörcher, Jansen, Uybadin - Yücel ve son olarakda gecekondu islah planlarının oynadığı roller tartışılmıştır.
Kentsel gelişmeye ve büyümeye açıklık açısından eleştirilmişlerse de Lörcher ve Jansen planlarında kimi biçim endişeleri gözlenmektedir. Bugün Ankara'da Avrupa kentlerini anımsatan tek öge Lörcher Planı'nda düşünülen ve Jansen tarafından tasarlanan Bakanlıklar omurgasıdır. Bu ağaçlıklı yolu da güvenlik gerekçesiyle kamuya kapatma girişimi olduğu bilinmektedir.
Avrupa kentlerinin temel özelliği çekirdek alanlarında yarattıkları düzgün geometrili sürekliliklere sahip kentsel dokulardır. Mahalleler de bu süreklilik içinde farklılaşırlar. Ankara'da ise belirgin, okunur bir geometrik düzenin, Çekirden Alan içinde Yenişehir, Maltepe gibi Lörcher ve Jansen planlarıyla oluşturulan mahallelerde ve Bahcelievler, Yenimahalle gibi toplu uygulamalar dışında varolmadığı görülmektedir. Ankara'nın 1960lı yıllara kadar oluşturduğu bir mimarlık bağlamı da vardır. Bu mimarlık ölçülü, renkli ve Ankara'ya özgündür. Ancak bu mimarlık Uybadin-Yücel ve izleyen Bölge Kat Nizamı uygulamalarıyla oluşan yık-yap süreci içinde hırpalanmış ve yok olmuştur.
Kentin gerek Çekirdek gerek Çeper alanlarının oluşumunda içinde bulunduğu jeomorfolojik çanağın etkin olduğu; kuzey, doğu ve güneyindeki topografik eşiklerin, kenti sürekli olarak batı ve güney batı yönlerinde yayılmaya zorladığı da bu çalışmada ifade edilmiştir. Bu süreç içinde Ankara Metropoliten Alan Nazım Plan Bürosu kentin bir eşiği aşmasını sağlamış, Çeper Alanı'nı oluşturan Ankara 1990 Nazım Plan Şeması'nı geliştirmiştir. Günümüzde ise gerek Çekirdek, gerek Çeper alanda üst-biçim endişelerinden uzak bir planlama anlayışının varolduğu açıkça görülmektedir. Bu, ilgili tüm meslek adamlarının üzerinde duyarlılıkla eğilmesi gereken bu sorun yumağıdır.
Sayfa 115
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.