Kitaba bayıldım. Her inançtan, 8 ülkeden 50 bilim insanının çok değişik sorulara verdikleri cevaplardan oluşuyor. Kitabın ana konusu Din-Bilim çatışması işbirliğine dönüşüyor mu?
Arka kapakta cevabı aranan sorulardan bir kısmını görünce zaten bir beklentiye giriyorsunuz.
Gerçekten okurken her yazı beni heyecanlandırdı, zihnimi kıpır kıpır etti. Sorular kadar cevaplar da doğurgandı benim için.
Önsözde editör konu başlıklarını nasıl belirlediklerini, kitabın içeriğini nasıl hazırladıklarını ve yazı istenen yazarlardan özellikle kısa, ve basit, anlaşılır bir dil talep ettiklerini yazmış. Hakikaten anlaşılmayacak kadar ağır akademik bir dili yok. Tabi bilim okuryazarlığınız varsa, ve bilimsel gelişmeleri takip ediyorsanız bu kitaptan daha iyi verim alırsınız.
Çevirmen Şaban Ali Düzgün. Çağımızın ve ülkemizin en değerli ilahiyat hocalarından biri olmanın yanısıra; teoloji, felsefe ve sosyolojide yetkin, düşünen ve yazan çok cins bir entellektüel kendisi. Hem dini, hem bilimsel metinleri bize yansıtmakta liyakat sahibi, ve bu eser de çeviri anlamında başarılı. Bu eseri doktora öğrencilerine okutuyormuş, üzerinde tartışıyorlarmış, çevrilmesini Şaban Ali Düzgün talep etmiş.
Gerçekten ortalama türk insanı "sakız orucu bozar mı?" sorusundan öteye gitmezken ve ortalama bilim ve din hocaları " eskiyi nakletmek ve tartışıp durmaktan başka bir şey yapmazken, Şaban Ali hoca ortaya pimi çekilmiş bir bomba gibi bırakmış bu kitabı.
Hadi bakalım! Ya yok ol, ya var ol. Ya otur bu konular üzerine bir argüman üret, ya da gölge etme. Dünya neler konuşuyor sen neyle uğraşıp duruyorsun kardeşim, dön bi bak!