Peki, bu büyük Roma karakterinin kaynağı nedir? Bu, eğitim, hattâ soy sop, yapılan iş, meclis, halk ve dünya hâkimiyetinin merkezindeki bütün halkların insicamı ve nihayet Romalıların içinde bulundukları olumlu ya da olumsuz şartların bizzat kendisi olabilir. Kısaca bu karakter, Roma’nın büyüklüğünde katkısı olan her şeyden bir şey almıştır, sadece asaletten değil, aksine cinsiyet ayrımı yapmadan halkın her kesiminden. Scipio ve Cato’nun kızı, Brutus’un eşi, Gracchus’un annesi ve kızkardeşi soylarına yakışmayan bir davranış içine giremezlerdi. Hattâ Romalı soylu kadınların, akıl ve likayat bakımından erkeklerin önünde olduklarını bile söylemek mümkün. Örneğin Terentia, Cicero’dan daha yiğit ruhlu, Veturia, Coriolanus’tan daha asil, Paulina, Seneca’dan daha güçlüydü vb. Hiçbir Doğu hareminde, hiçbir Yunan jinekonitinde Romalıların aile ve toplum hayatındaki kadar kadınlara has erdemler temayüz etmemiştir; çürüme ve bozulma zamanlarında ise kadına has tutkular, insanlığı ürküten boyutlarda olmuştur. Latinlerin etkisizleştirilmesinden sonra yüz yetmiş Romalı kadının kocalarını katletme konusunda anlaştıklarını ve fark edildiklerinde ise hazırladıkları zehri içtiklerini biliyoruz.