Gönderi

Neden çocuklarımıza bağırıyoruz?
İnsanın canını sıkan, kızdıran, öfkesini ayağa kaldıran şeyler olaylar ya da kişiler değil, o olaya ya da kişiye dair zihnimizde oluşturduğumuz kodlamalardır. Yani bakış açımızdır. Yağmurun kimine göre 'rahmet , kimine göre zahmet” olmasının nedeni budur. Nitekim yağmur aynı yağmur olmasına karşın biri dışarı bakar ve “off şimdi trafik sıkışacak, çocuklar okula giderken ıslanacak, her yer çamur olacak, nereden çıktı şimdi bu” der. Bir diğeri içinse aynı manzara “çok şükür 'rahmet' yağıyor, barajlar doluyor, toprak bereketleniyor, çocuklar okuldan gelsin de bahçeye inip ıslanalım, su birikintilerinde yaprak yüzdürelim” olarak yorumlanabilir. Hayattaki her olay böyledir. En uç noktada ölüm bile, kimini darmadağın ederken, bir diğeri için “şehadet makamına kavuştu” cümlesiyle algılanıp şükür sebebi bile olabilir. Konu çocuklarımız olunca da durum aynıdır. Canımızı sıkan, bizi kızdıran, öfke girdaplarına sokan şey çocuğumuz değil, onun davranışlarına dair zihnimizde oluşturduğumuz bakış açısıdır. Kimine göre 'baş tacı” olan çocuğun beriki evde “baş belası” olarak muamele görmesinin temel nedeni budur.
Sayfa 23 - hayykitapKitabı okudu
·
358 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.