Seni sevmek cancağızım
Hafif baş döngüsü, biraz hafıza kaybı
Yürekte sönmeyecek bir ateşle
Her gün hele ki her saat közlenmek gibi
Yanma ki ne yanma bu aziz şehirde öyle bir kaos var...
Ya ben deliyim yada çaresiz bir garip
Kurban olduğum devasını biliyor ya
Kısmetim kadar yaşadığım hayatta
Elimde avucumda bir tek gençliğim
Yakarsam ömrüm kadarını öyle kendimden geçerim
Hep bir umut vardır bilirim
Bir bardak kahve bile helâlimse
Mayıs yağmuru altında ki hayaller
Sanki dün gibi yaşanmışlık
Yaş kaça doğru giderse seni sevdikçe tazelenen ömrümde
Âşkı çınar ağacının dalına asıyorlar
Asumanda âşkımızı yazarlar
Geceleri geçtim gündüzleri de uyku tutmazken
Kavuşmak bir harap bedenin ötesindeki aydınlık
Oralarda bulursam sevdalıktan geçmeyi yine iyi hoş...
Biliyorum ne aklımdan nede kalbimden çıkmaya niyetlisin
Mekân, zaman bayağı uzak bu diyarda
Kaderde varsa bağrımızı yırtıp kavuşmak
Takdiri ilâhi bir vakit aşımı
Dilekler, dualar kabul olur yol göründükçe
Bir gece yazıyorum henüz o hülya âleminde geç değil
Dünya benim hiç umrumda değil
Aklım bin bir başka bu tevazu
Söylemekle yorulduğum dileklerde
Sabrın sonunda selâmetin meyvesine yine talip hâlim...
Ömrümün her geçen zamanı seni istiyor
Her okuduğum kitabın konusunda sen
Hayat gayesinde yorulmanın amacı
Yaşta 30'u almış yolun yarısında
Yine yeniden belkilerin arşı ötesinde...
Pastel bir acı var içimde derinlerde
Bilirim saç tellerimde hissedersin yarama ortaklığı
Ben kalbimin çöllerinde
Sen imkânsızın ziyanı
Bir ümidin yeşerdiği anda çıkıp gelirsin...
AYKUT BARIŞ ÇELİK