Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren, arzu pazarlanmış ve reklamlar bize eksiklerimizi dış dünyadan alacağımız eşyalarla telafi edebileceğimizi telkin etmiştir. Böylece bir araba markası, bir içecek veya bir giyim eşyası bizim cinsel arzularımızı, iktidar, makam, emniyet, huzur veya aidiyet arayışlarımızı temsil eden simgesel vasıtalar haline gelmiştir.