Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Diğer taraftan, evrim kuramının karmaşık biyolojik yapıların ortaya çıkışı noktasında bir açıklama sunduğu düşünülecek olsa bile, bunun teleolojik delili geçersiz kılıp kılmadığı ayrı bir sorudur. Örneğin Swinburne bunun konuya ilişkin nihaî bir açıklama olamayacağı görüşündedir. Evrim yasaları canlıların ortaya çıkışına imkân tanıyan maddeye ilişkin kimyasal yasaların bir sonucu ise, bu kimyasal yasalar da belli bir takım fiziksel yasaların varlığına bağlı ise, bu sürece ilişkin nihaî bir açıklama getirebilmek için "Neden başka yasalar değil de, bu yasalar vardır?" şeklindeki bir sorunun tatmin edici bir şekilde yanıtlanması gerekir. Çünkü bu yasalar olduklarından farkli olsalardı bilinen evrimsel süreç işlemezdi (Swinburne 2001, 52-56). Bu yasalar, hangi koşullar altında hangi inorganik moleküllerin hangi organik molekülleri oluşturacağını ve yine hangi organik moleküllerin hangi organizmaların oluşumunu nedenleyeceğini düzenleyen kimyasal yasalar ile doğal seçilim süreci boyunca hangi kalıtsal niteliklerin ne şekilde sürekliliklerini koruyacaklarını ve böylece canlıların hangi koşullarda yaşamda kalabileceklerini ifade eden, evrimin biyolojik yasalarıdır (Swinburne 1979, 135). Dolayısıyla, Swinburne'e göre canlıların ortaya çıkışını sağlayan evrimsel sürecin imkânı en başta inorganik (sıvı) karışımın doğru unsurları içermesine dayanmaktadır. Başka bir karışım böyle gelişime engel olurdu. Doğru karışımın bulunması da yeryüzünün mevcut şekilde düzenlenmiş olmasına, bu da diğer galaksilerin belli bir şekilde düzenlenmiş olmasına bağlıdır. Bu süreç ise evrenin 15 milyar yıl kadar önceki başlangıç koşullarına kadar uzanır. Ve evrenin başlangıcına dair yapılan bilimsel araştırmalar Büyük Patlama esnasında mevcut bulunan madde-enerjinin yaşamın ortaya çıkışına imkân verecek belli bir yoğunluk ve gerileme hızına sahip olmak noktasında ince bir şekilde ayarlandığını göstermektedir. Öyle ki bu ayarlamada milyonda bir farklılık canlıların ortaya çıkışını sağlayan evrimsel bir sürece engel olabilirdi (Swinburne 2001, 52-56). İnsan gibi akıl sahibi varlıkların var olmalarına imkân tanıyan bu ince ayarlanmışlığın olmaması, Hawking'in dediği gibi, evrendeki "güzelliğe bakıp hayran kalacak kimsenin olmayacağı evrenlere yol açacaktır. Bu, Yaradılış'ta ve bilim yasalarının seçiminde tanrısal bir ereğin tanıtı olarak, güçlü insancı [antropik] ilkenin bir desteği olarak görülebilir" (1989, 163). Çünkü “sıcak büyük patlama modeli doğruysa, evrenin ilk durumu doğrusu çok dikkatle seçilmiş olmalıdır. Evrenin niçin tam bu biçimde başlamış olduğunu, bizim gibi varlıklar yaratmaya niyetlenmiş bir Tanrının işi olmasının dışında, açıklamak çok zor olacaktı" (Hawking, 1989, 165).
Sayfa 138
·
271 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.