Allah Resûlü’ne (sallallâhu aleyhi ve sellem ), Hz. Câbir sorar:
Ya Resûlallah, Allah en evvel neyi yarattı? Cevap müthiştir:
– “Allah (celle celâluhû), en evvel senin nebinin nurunu yarattı.”
Yok bile yokken O vardı;
O bir nur... Ki mutlak saffet.
Âdem, Allah’a yalvardı;
O nur için beni affet!
Âdem’in alnında bir nur;
Derken öbür Peygamberde.
Âyet ki, çıplak okunur:
Ne bir harf, ne zarf, ne perde.
Geçti bilmem kaç nesilden,
O nur, İlâhî daire…
İbrahim’den, İsmail’den,
Vesaire, vesaire…
O nur o nur, elde sancak;
Aktarılır, nebi nebi.
Bir beklenen var ki , ancak,
Nurun ezelden sahibi…
Nur sırdır, ışık üstü sır;
Vurduğu eşya gölgesiz.
Onsuz insan kör ve sağır;
Ülkeler onsuz, ülkesiz .
Son Peygamber, son Peygamber!
İlk olunca sona geldi.
Nur, fezayı tutan çember,
O’ndan gelip, O’na geldi.