Stefan Zweig, 1922 yılında yayımlanan novellasında, anne ve babası öldükten sonra yüklü bir miras kalan ve bu yüzden de artık çalışmasının bir anlamı olmadığını düşünen, tasasız varoluşunu sürdürürken de giderek duyarsızlaşan ve hiçliğe doğru sürüklenen seçkin ve genç bir burjuvazinin bir gecede yaşadığı aydınlanmayı kahramanın ağzından okuyucuya anlatmaktadır. Kahramanımız, her burjuva insanı gibi burjuva ahlakına ve burjuvanın koyduğu katı kurallara uymaktadır ancak bu da onun özgürleşmesini, kendi benliğinin, hislerinin ve düşüncelerinin farkına varmasını engellemektedir. Giderek kendisine ve çevresindeki insanlara karşı duyarsızlaşıp yabancılaşmaktadır. Her istediğini elde etmesine rağmen yine de ruhsal çöküntü yaşamaktadır. Sıradan bir pazar günü olan 7 Haziran 1913'te öğleden sonra hiç bir plan yapmadan dolaşmaya çıkan kahramanımız at yarışlarını izlemeye gider ve belki de hayatında ilk kez burjuva ahlakından çıkarak bir suç işler. Bu noktadan sonra yeniden hissetmeye başlayan burjuva, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark etmeye başlar. İçindeki bu kötülük ve ateşli hazlar ise aynı günün akşamında, onu hayatın en dibindeki en kötü yerlere sürükleyecek ve varış noktası ise ruhani bir uyanış olacaktır. Kahramanının kendini, varoluşunu ve yaşamını sorguladığı 69 sayfalık novella, Zweig’in zengin betimlemeleri, tasvirleri ve psikolojik tahlilleriyle dolu, diyalog içermeyen ve oldukça samimi bir dille yazılmış anlamlı bir eserdir bence. Zweig, bir insanın, bir gecede nasıl başka bir insana dönüştüğünü, karakterinin, davranışlarının, hislerinin ve isteklerinin nasıl bir anda değiştiğini, nasıl bir aydınlanma yaşayarak hayatının anlamını bulduğunu büyüleyici bir gerçeklikle gözler önüne sermektedir. Kendi içinde aydınlanma yaşayan ya da kendi hayatının anlamını bulan bir insanın, kendisine dışarıdan bakacak ve eleştirecek cesareti bulması da kuvvetle muhtemeldir ki bu da onun için daha da iyi bir insan olma ve insanları anlama yolunda büyük bir adımdır. Okurken belki de bir çok insana ilham verecek, kendi "Olağanüstü Gece" sini bulmasında ışığıyla yol gösterecek muhteşem bir motivasyon örneğidir. Belki de hayatın anlamını büyük şeylerde değil, çevremizde daha önce farkına varmadığımız küçük şeylerde de bulabileceğimizin kanıtıdır. Son olarak da kapakta Van Gogh’un ünlü eseri "Yıldızlı Gece" tablosunun kullanılması da kitaba ayrı bir anlam katmış. Ruhsal bir çöküntüden, yeniden doğuşun ve aydınlanmanın yaşandığı "Olağanüstü Bir Gece" ye ilerleyen ruhani yolculuğu herkesin beğenerek okuyacağını düşünüyorum. Kitapla kalın...

Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023143,9bin okunma

·

381 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nihal Yurtseven