Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

sitede dönüp dolaşan mülteci furyasına ponçik bir deneme yazısı ;))
Bir iç savaşın ülkemize taşırmasıyla daha yakından tanıştık mülteci gerçeğiyle... Belki de bugüne kadar gurbetçi, Almancı vs. dediğimiz insanların benzerlerini ülkemizde görmeye başlamıştık ama bir farkla... Konu farklı ülkelerin iç meselelerine burnumuzu sokmamız, devlet politikası, Orta Doğu gerçeği, adına her ne dersek diyelim mevcut bir savaştan kaçan insanların ülkemize sığınmasıydı. Küçükken hep kötü şeylerden, kötü birilerinden kaçan insanlar olursa, kapınıza sığınırsa alın onu içeri ve canı artık size emanettir, koruyun onu, diye bir söz hep duyar ve bunun başımıza geleceği günü beklerdik. Suriye'de çıkan savaştan sonra öğrendiğimizi uygulamaya başladık. Zaman geçtikçe, Suriye'de savaş sona erdikçe rahatsız olmaya başladık içten içe. Kalkmayı bilmeyen misafir gibi gelmeye başlamışlardı gözümüze. Tek sorun aslında orada savaşın bitmesi de değildi, bizim onların iç meselelerine karıştığımız gibi onlar da bizim meselelerimizde taraf olmuş, oy kullanmaya başlamış ve ardı arkası kesilmeyen dedikodular çıkmaya başlamıştı. Hep Kreuzberg'de Türk mahallesi olduğunu duyunca gururlandığımız tablo Suriyeliler mahallesi olunca canımızı sıkmaya başlamıştı. Kendimize "Acaba ırkçı mıyız?" sorusunu defalarca sormaya başlamıştık fakat bu rahatsızlık neden gurbetçilerimizin başına geldiğinde rahatsız olup aynısını biz yapınca içten içe rahatlıyorduk ki... Yoksa gerçekten de ırkçı mıydık? Mültecilik bir seçim miydi yoksa mecburiyetten mi gidilirdi? Bunu yine yaşadığımız ülkedeki ağır ekonomik koşulların son zamanlarda dayattığı, hatta ülkenin gençlerinin çok iyi bölümler okumasına rağmen Avrupa'da garsonluk hayali kurmasıyla karşılaştırmamız gerekirdi belki de. Sonuçta savaşın parayla ya da silahla olması pek farklı değildi... Bunun üzerine son zamanlarda söylenmiş en güzel cümlelerden birkaçını Gazapizm dile getirmişti belki de. "Ne getireceği belli olmayan güzel yarınlara. Ben bu yolu seçmedim ki bu yolun sonu karanlık. Üç tarafı deniz, dört tarafı acı dolu bir ülkede memleket mi sorun? Yerim yurdum falan vardı, ışıklarım yanardı..." Bu sözler bi' an duraksatırdı ırkçı yanımızı. Savaş bitti, ülkenize geri dönün dediğimiz adamlara karşın Avrupa'nın da bize: ülkenizde savaş yok, tek fark Euro değil de TL kazanmanız, lütfen geri gidin, demesi elbette hoşumuza gitmeyecekti. Konuya çok farklı açılardan bakmamız mümkün ama öncelikle kendimize mülteciliğin bir seçim olmadığını, insanların daha iyi bir hayat için buna mecbur bırakıldığını kabullendirmeliyiz... Konu asla Suriyeli, Afgan, Türk ya da Kürt olmak değil...
··
1.484 görüntüleme
Ayfer okurunun profil resmi
Aslında siz de haklısınız, iletide kaos yok, kavga edecek bireyler yok, laf soktuğunu düşünüp üstün gelme çabanız yok. Siz de haklısınız ki ben burada bir şeyler okuyup öğrenmeye niyetiniz olmadığını bir anlığına unutmuşum... ;))
La Perduta Gente okurunun profil resmi
Yani kadınların kalçalarını çekmeleri, erkek çocuklara sulanmaları, kadınları taciz etmeleri sorun değil sizin için. İstanbul Fatih'te gelip yaşayabilirsiniz.
Ayfer okurunun profil resmi
Nasıl ki her erkeği tecavüzcü, her kadını dırdırcı, her sokak hayvanı saldırgan olarak tabirlemiyorsak ;bu da bununla eş değer. Ben o dediğiniz türdeki varlıkları elbetteki de kabul etmiyor ve sonuna kadar gitmeleri taraftarıyım. Umarım kendimi anlatabilmişimdir...
2 sonraki yanıtı göster
Asu Gök okurunun profil resmi
Size hayal dünyanızdaki ponçik kardeşlerinizle keyifli bir ömür diliyorum… Eğer Esenyurta yolunuz düşerse sizi seve seve misafir edeceklerinden şüpheniz olmasın :)
Fatih Koç okurunun profil resmi
Hiç de ponçik değil, belirli bir amaca yönelik yazılmış. Bir kere mülteci sığınmacı ne onu ayırdına varmanız gerekiyor. Ardından Almanya'ya giden Türklerle buradakileri kıyaslamanız elma ile armut hesabı olmuş. Bu nasıl bir tutarsızlık, anlam veremiyorum. Uzun uzun cevap verilmesi gereken bir konu ancak yazmaya vaktim de yok niyetim de. Muhakkak kendinizce bir hayata bakış açınız vardır. Sizi ikna edecek değilim. Rahatsız olduğum birkaç noktayı dile getirdim. Siz bu yazının suya sabuna dokunmayan bir yazı olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Ama ana fikri Soros'la fonlanan yazılardan farklı değil.
Ayfer okurunun profil resmi
Tarafım belli, amacım belli, niyetimde ortada. Ben işin insanlık ve vicdan tarafındayım. Ülkelerce, dünyada yapılanların, yapılmak istenilenlerin aracı insan olmamalı, birer kobay olarak kullanılmak, kullanmak hoş olmasa gerek. İyiliğin de kötülüğünde bir dozu olmalı. Şereften yoksun olmamak kaydıyla. Akabinde konuyu Sorosçu ifadesine bağlamak da işin perspektif açısını oldukça görünmez kılıyor sanki. Her neyse kimse kimseyi ikna edemeyecek nasıl olsa. Keyifli okumalar..
vιℓмα okurunun profil resmi
resimyukle.io/r/CeXY913bSW bu yazıya göre bir resim 🤭..Bence yazı gayet güzel ..Dostum bir anormallik var ama çözemiyoruz sakal bıyık derken tükürüğümüzde boğuluyoruz haberimiz yok... Herkesi düşünmek kişisel haklarımızın boğazına dayanmış bir kağıt parçası gibi faturayı ödeyemezsen damlaya damlaya su faturası göl olur sjsjsj.. Biraz zıpır takıldım anlayana ;)
Ayfer okurunun profil resmi
Harikasın Birtanem. 💜😘😘 Kimsenin anlamasına gerek yok zaten. Hepimiz aynı bataklıktayız. Kim kimi dibe çekerek çıkmanın derdinde. YAZIK!..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.