Nagihan Hanbarcı bir yorumu yanıtladı.
Kitap başka, hayat başka! Tiksindim kitaptan da hayattan da!
Bugüne kadar yapılmış bütün listelerde ilk 10'a girmeyi başarmış 
Üç İstanbul!
Ah İstanbul!
Ulan İstanbul!
Süleyman Çakır tabiriyle "Ne güzel İstanbul be!"
Güzel mi?
Haydi hep birlikte görelim.
İncelemeye başlamadan önce -aslında epey yol aldım bile- birkaç uyarıda bulunmak istiyorum: Yola çıkarken okumayın. Mide bulantınız
··
11,2bin görüntüleme
Sizi bunca yoran, tiksindiren bir kitabın incelemesini yaparken bile kitaba merak uyandırıyorsunuz :)) Yine objektif ve her yönüyle harikulade bir inceleme okuduk. Emeğinize sağlık.
Teşekkür ediyorum. Kitabın suçu yok, dönem bozuk. 😊
2 sonraki yanıtı göster
Hocam ne çok yıpratmış sizi kitap ... Hissettim bunu , acayip merak ettim 😳 değerli incelemeniz için teşekkür ederim 🙏 okumamız için dürtüyorsunuz resmen bizi 😳🙏🌼
Gerçekten yorucu, yıpratıcı bir eser. O döneme ilgisi olanların okumasını dilerim ama. Teşekkür ediyorum.
İki senedir kitaplığımda bekliyor ve bir iki sene daha bekletsem mi diye düşünmüyor değilim şu an. 😂
Hocam tabi ki sonuna kadar incelemenizi okudum her zaman yaptığım gibi🙃 şimdi öncelikle Z kuşağı sonrasının adı XYZ ALFA kuşağı bilginiz olsun bu ad verilmiş .
Eskiye özlem duyanlardanım herşey daha güzel ve en önemlisi menfaatsizdi. Cep telefonu yoktu ama ev telefonunu çaldırıp kapatma vardı(eski aşklar için yorumum) mektuplar vardı kartpostallar okumak kıymetliydi öğretmenler baştacı akrabalık vardı aile bağları şimdi çoğu öldü ya da can çekişiyor . Mahalle kavramı vardı değer verme komşuluk ilişkileri şimdi kimse karşı komşusunu bilmiyor . Daha çok şey sayabilirim size o yüzden eskiler bence güzeldi.
Ve İstanbul taşı toprağı altın şehirin şimdi yabancı istilası ile biz Türklerden çok yabancılara sokaklarını bıraktığımız kadim şehir.. Fatih Sultan Mehmet in almak için uğraştığı şehir şimdi yabancılara teslim edilmiş halde. Galiba biz daha çok eskiyi özleyeceğiz bu gidişle
Geliştirici yorumunuz için teşekkür ediyorum, katılıyorum. 🙏👏
1 sonraki yanıtı göster
Hocam öncelikle kaleminize sağlık. Hislerime resmen tercüman olmuşsunuz. Gerçi hoş ben bu kitaba inceleme yazsaydım bu kadar ılımlı olabilir miydim, inanın bilmiyorum. Çok iyi hatırlıyorum kitabın kapağını kapattığımda dilimden dökülen ilk sözcük ‘ilk ona giren kitap bu muymuş?’ oldu. Öyle bir Adnan karekteri vardı ki, yatalak arkadaşının eşine bile göz koyabiliyordu. Neyse okuyacak arkadaşlara spolier vermemek için daha fazla uzatmayacağım ama gerçekten en iyi ilk on romana girecek müstesna eserler varken niye bu? Benim gibi dönem romanları okumayı seven arkadaşlara 47’liler ve Ciğerdelen’i önermek istiyorum zira bu eserle vakitlerini harcamasınlar. Kitapla kalın, keyifli okumalar.
Teşekkür ediyorum. Hak veriyorum. Sadece Adnan da değil, sakat kocasının gözü önünde başkaları ile yatan bir kadın, kadın kadına ilişkiyi tercih edenler, başkasından çocuk yapıp müjde verir gibi kocasına mektup yazanlar... Tek ılımlı olma nedenim, yazarın gözlemlerinden yola çıktığını düşünmüş olmam. Etraf pismiş o da bu pis ortamı olduğu gibi aktarmış olabilir. Yoksa ziyadesiyle tiksindim okurken.
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.